Cumartesi günü gerçekleştirilen MHP İl İstişare Toplantısı sonrasında Bozüyük Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Ali Arısoy ve MHP İl Başkanı Mehmet Karuk sosyal medya üzerinden birbirlerine ağır eleştirilerde bulundular.

 MHP Bilecik Şubat Ayı Genişletilmiş İstişare ve Neden EVET Bilgilendirme Toplantısı’nda Şeyh Edebali Üniversitesi’nden bazı  akademisyenlerinde konuşma gerçekleştirdiği toplantı sonrasında ipler gerildi.

Bozüyük Ülkü Ocakları Başkanı Arısoy, toplantıda konuşma gerçekleştiren akademisyenlere yönelik eleştirilerde bulunarak MHP İl Başkanı Karuk’a sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı eleştiride, “İstişare toplantısına getirilen akademisyenlerin ülkücü olmadıkları tarafımızdan bilinmektedir. Ülkücü olmayan bir seminercinin Türkçülük ve Ülkücülük hakkında verdiği seminerde tarafımızdan sorulan soruları cevapsız bırakması yapılan seminerin ne kadar yetersiz olduğunu göstermiştir” diyerek tepki gösterdi.

Bunun üzerine sosyal medya hesabı aracılığıyla eleştirilere yanıt veren MHP İl Başkanı Karuk, Bozüyük Ülkü Ocakları Başkanı Arısoy’a cevaben “peşlerinden gittikleri kişilerin FETÖ terör örgütü kapsamında yargılandıkları bilinmektedir. Akademisyenlerimiz gerçek sağlam ülkücülerdir” dedi.


Bozüyük Ülkü Ocakları Başkanı Arısoy :

“Teşkilatımıza ayrım gözetmeksizin vatan haini, terörist denmesi hazmedilemeyecek elzem bir olaydır”

“Ülkücü hareket olarak sancılı bir dönemden geçtiğimiz aşikardır. Bu sancılı dönemde doğru yanlış birçok şey yapılmaktadır. Bunlardan bazıları MHP il başkanı Mehmet Karuk’un ülkücü teşkilatı rencide edici açıklamalarıdır.

MHP İl Başkanı tarafından Teşkilatımıza Ayrım Gözetmeksizin vatan haini terörist denmesi hazmedilemeyecek elzem bir olaydır. Kendi başarısızlıklarını örtmek için başarılı ocak yönetimleri üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır. Önemli yanlış uygulamalarından biri ülkü ocaklarının maddi ve manevi desteğinin azaltılması yönünde çalışmalar yapmakta olmasıdır.

Bilindiği üzere zayıflamış, borç, harç, faaliyet yapılamayacak hale gelmiş ocaklarımızın yeniden faaliyet gösterir hale gelmesi il yönetimi tarafından desteklenmemektedir. Kısa zaman içerisinde yapmış olduğumuz faaliyetler ve etkinlikler camiamız tarafından bilinmektedir. Bu faaliyetlerden biri ocak mülk alımı projemizi açıklamamızla birlikte il yönetimi tarafından, il meclis üyelerinin yardımı kesilmesiyle maddi baskılar içerisine alınmıştır.

İl Başkanı tarafından Ocaklar maddi yardımlardan mahrum bırakılmak istenmiş verilen sözler tutulmamıştır. Bozüyük Ocak Yönetimi ve Ocakların destekçisi ülkücü davamıza inanmış büyüklerimizin desteği ile bütün giderlerimizi karşılamaktayız. 

Bir diğer husus Cumartesi akşamı düzenlenen il iştişare toplantısına getirilen akedemisyenlerin ülkücü olmakdıkları tarafımızdan bilinmektedir. Ülkücü olmayan bir seminercinin Türkçülük ve Ülkücülük hakkında verdiği seminerde tarafımızdan sorulan soruları cevapsız bırakması yapılan seminerin ne kadar yetersiz olduğunu göstermiştir. Farklı siyasi ideolojideki akademisyenlerin Ülkücü hareketi sinirlendiren söylemleri, ömürlerini bu davaya adamış 80 öncesi ve sonrası ülkücü ağabeylerimize - kardeşlerimize fetö, hdp, terörist, vatan haini ithamlarının tansiyonu arttırması, vahim olay olarak belleklerimize kayıt edilmiştir. Mhp İl Başkanımızın ne yapmaya çalıştığını anlamakta zorlanıyoruz.

Bozüyük ülkü ocakları başkanı ve şahsım adına Lider Doktrin Teşkilat ülküsünden asla taviz vermedim vermeyeceğim. Kamuoyuna duyurulur.
Millet İçin EVET, Devlet İçin EVET, Cumhuriyet İçin EVET, Türkiye İçin EVET. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.”


MHP İl Başkanı Karuk:
“Türk milliyetçileri ile, ipleri İsrail, ABD, Rusya ve FETÖ elinde olanlar arasındaki farkı göstermiştir”

“Bozüyük Ülkü Ocakları Başkanı tarafından sosyal medya üzerinden Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanlığı, şahsım, teşkilatım, faaliyetlerim ve il istişare toplantısına çağırdığımız akademisyenler

hakkında yapılan mesnetsiz ve çirkin açıklamayı şiddetle kınıyorum.

İl Başkanı olarak, bu kutlu görevi Milliyetçi Hareket Partisinin üzerinde oyunların oynandığı, Bilge liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin “hareketin lideri olma” sıfatının yok edilmeye çalışıldığı, uluslararası sistemin ve onun içerideki taşeronları tarafından partimize ve ülkemize yönelik saldırıların olduğu dönemde icra etmeye başladım.

Türk milliyetçisi olmayan, ipleri uluslararası sistemin hâkim aktörlerinin elinde bulunan ve amacı yüce Türk milletini yok etmek olan bu güruh, maalesef Bilecik’te yapmış olduğumuz faaliyetleri karalamak için sosyal medya mecrasını kullanarak algı operasyonuna başladığını görmekteyiz.

Bilecik’teki Ülkü Ocaklarına ve ilçe teşkilatlarına destek verilmediğini, maddi yardımların kesildiğini ve faaliyetlerinin kısıtlandığını iddia etmek, akıl tutulmasıyla birlikte, MHP ve ülkücülük düşmanı aklın ürettiği yalanlar olarak izah edilebilir.

Bizim, gece gündüz, 7 gün 24 saat boyunca davamız, milletimiz ve ülkemiz uğruna canımızı dişimize takarak çalıştığımızı bilenler bilir. Tabi hareketimiz içinde bunu görmek istemeyen gözlerin olduğunu da gayet iyi bilmekteyiz. Bunun somutlaştığı olay Cumartesi gecesi yapılan İl İstişare toplantısı olmuştur.

Ricamız üzere bizi kırmayarak ve bunu vatani bir görev olarak gören akademisyenlerimizin gelip, “neden evet demeliyiz?” sorusunu cevaplandırmak için yaptıkları konuşma, kripto muhaliflerin sabotajı ve provokasyonu nedeniyle sağlıklı geçememiş, akabinde bunların salondan çıkışından sonra iyi bir konuşma gerçekleşmiştir.

Öncelikle şunu söylemek gerekir, akademisyenlerimiz, hem Bilecik ahalisi, hem bizim tarafımızdan gerçek ve sağlam ülkücüler olarak bilinmektedir. Tedrisatları, cemaziyel evvelleri ve davranışları bunu kanıtlar niteliktedir. Tabi karşı güruhun bunu anlaması zor zira peşlerinden gittikleri kişilerin FETÖ terör örgütü üyeliği kapsamında açığa alındıkları, ihraç edildikleri ve yargılandıkları bilinmektedir.

Bizim ve davamız için gelen akademisyenlerin, milliyetçi duruşları nedeniyle bundan önceki üniversite yönetimi tarafından maruz kaldıkları uygulamaları ve çektikleri sıkıntıları da gayet iyi bilmekteyiz. Bunun dışında bu güruhun hocalarımızın konuşmalarına izin vermemek için provakatif sorular sorduklarına, hareketimizin Bilge lideri Devlet Bahçelinin referandum sürecindeki söylem ve politikalarının seviyesizce eleştirilmeye çalıştıklarına ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “Hitler” benzetmesi yaptıklarına ve çeşitli hakaretler savurduklarına hepimiz şahit olduk.

Bunları hocalarımız ve İl yönetimimiz engellemeye çalıştı. Lider-Teşkilat-Doktrin anlayışına intisap edemeyenler, Bilge Liderimiz Dr. Devlet Bahçeliyi eleştiremez ve bu teşkilat altında “Hayır” propagandası yapamaz.

Milliyetçi Hareket Partisinin Adalet ve Kalkınma Partisiyle yan yana olmasını eleştirenlere karşı, Bilge liderimizin sorduğu gibi CHP, Perinçek, PKK ve FETÖ ile mi aynı yerde durulmalı? Sorusu yöneltildiğinde gerçek yüzleri görülmüştür. Nitekim Ülkü Ocakları İl Başkanı konuşma esnasında sorduğu sorularla “Hayır” propagandasını yapmıştır.

Ayrıca Ocak yönetiminde olan gençlerin sosyal medya paylaşımlarında da aynı şey geçerlidir. Türk Devletinin başında bulunan Sayın Cumhurbaşkanına yönelik çirkin söylemlerde ve hakaretlerde bulunanlar, Türk-İslam Düşünce felsefesini bilmedikleri için (Türk Devleti yöneticilerine saygı esastır ilkesi) hiçbir zaman Türk Milliyetçisi olamayacaklarının farkında olmalıdırlar. Amaçları 15 Temmuz Darbe Girişimi ve daha sonraki süreçte Bilge liderimizin politikalarını eleştirmek ve devletin bekası için yapılan MHP-AKP arasındaki işbirliğini bitirmektir. İl İstişare toplantısında yaşananlar herkese gerçek Türk milliyetçileri ile, ipleri İsrail, ABD, Rusya ve FETÖ elinde olanlar arasındaki farkı göstermiştir. Bizimle aynı fikirde olmayanlar, bu teşkilatta yer alamayacaklarını bilmeleri gerekir.”

Editör: TE Bilişim