Türk Kadınlar Birliği Bilecik Şubesi üyesi kadınlar, son zamanlarda kadınlara yönelik artan şiddet ve öldürme olaylarını protesto etti. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Türk Kadınlar Birliği Bilecik Şubesi Başkanı Ayla Ercan, “Kadın cinayetleri toplumsal bir yara ve insanlık suçudur.” dedi.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi’nin önemine çeken Ercan, İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar dönülmesi gerektiğinin altını çizdi. Ercan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün burada kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve bu insanlık suçlarına karşı hep birlikte sesimizi yükseltmek için toplandık.

Her geçen gün bir kadının daha şiddet sonucu hayatını kaybettiğini görmek hepimizin yüreğinde derin yaralar açıyor. Kadın cinayetleri toplumsal bir yara ve insanlık suçudur. Bu cinayetler, sadece bir bireyin değil, toplumun tümünün vicdanında derin izler bırakmaktadır.

Kadınların yaşam hakkı tartışmasızdır ve asla pazarlık payı yapılamaz. Hiçbir bahanenin, mazeretin kültürel veya geleneksel gerekçenin kadınlara yönelik şiddeti haklı çıkarmayacağını bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bizler, bu cinayetlerin münferit vakalar olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olduğunu biliyoruz.

Yetkililere sesleniyoruz, kadınların güvenliği için gerekli tüm yasal düzenlemenin eksiksiz uygulanması ve bu suçların cezasız kalmaması için etkin önlemler alınmalıdır. Adaletin hızlı ve kararlı bir şekilde tecelli etmesi, caydırıcı bir etki yaratacak, kadınlar üzerindeki bu karanlık gölgeyi kaldıracaktır.

Bu mücadele sadece kadınların değil, tüm toplumun sorumluluğundadır. Her birimiz şiddete karşı durarak, bu acı tabloyu değiştirme gücüne sahibiz. Kadınlar korkusuzca, özgürce yaşama hakkına sahip olmadı ve bizler de onların yanında olmaya devam edeceğiz.

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin en önemli araçlarından birisi olan İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi, toplumumuzun bu konulardaki kararlılığını gösteren somut bir adım olacaktır.  Sözleşme, kadıları şiddetten koruma, faillerin cezalandırılması ve önleyici tedbirlerin alınması konusunda kapsamlı bir çerçeve sunuyor.

Bu sözleşmeden çekilmek mücadelemizde geri adım anlamına gelir. Kadınların haklarını güvence altına alan, yaşam haklarını koruyan bu uluslararası sözleşmeye yeniden katılmalıyız. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Susmayacağız, sessiz kalmayacağız, çünkü sessizlik bu suça ortak olmaktır.”  

Kaynak: KORKMAZ KESİK