Emine Türksoy
12-18 Mayıs Aile Haftası etkinlikleri kapsamında, Bilecik Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü tarafından program düzenlendi. Kongre Merkezi’nde gerçekleşen programda, ailenin önemine ilişkin sunumların yapıldı ve Sıla grubu mini bir konser verdi. İlimizde evliliklerinde 40 yılı aşmış çiftlerin fotoğraflarının yer aldığı slaytlarla renklenen programa, Vali Ahmet Hamdi Nayir, Belediye Başkanı Selim Yağcı ve Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan katıldı.
Bilecik Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Muhammet Akgül, programın açılış konuşmasında ailenin önemine değindi ve huzurlu bir aile ortamı için önemli ipuçları verdi. “Aile içinde kadın ve erkeğin birbirlerini anlayıp hoşgörü sahibi olmaları, aile saadeti için şarttır” diyen Akgül, konuşmasında şunları söyledi:
“İnsanlar cemiyet halinde yaşamak mecburiyetindedirler. Bu cemiyetin en küçük birimi ailedir. Bu bakımdan aile, toplumun temel taşıdır. Aile, insanların doğup büyüdüğü, yetişip geliştiği ve terbiye gördüğü topluluktur. Bu, topluluğun küçük - büyük fertlerinin olgunlaştığı, bir hayat okuludur. Aile içerisinde her fert birbirinin bilgi ve tecrübesinden faydalanır. Bu faydalanma bir ömür boyu devam eder.
İnsanlık aile ile başlar. Yüce kitabımız Kur’an-ı kerimde bildirildiği gibi, bu aile, bir erkek ile bir kadından ibarettir. Hucurat suresi on üçüncü ayet-i kerimesinde mealen: “Ey insanlar! Biz sizleri bir erkek ile bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık.” buyrulmaktadır.
Bugün yeryüzünde rastladığımız farklı renklere, kültürlere, milletlere ve gruplara rağmen, insanlar temelde bir tek ailenin çocuklarıdır. İlmin kesin olarak ortaya koyabildiği husus, farklı ırklara, renklere, kan gruplarına ve iskelet yapılarına rağmen bütün insanların bir ana-babadan çoğaldıklarıdır.
Bu sebeple ilk insan ve ilk peygamber hazret-i Adem ile eşi hazret-i Havva yeryüzünde bulunan ve ilahi vahiy ile terbiye edilmiş olan ilk ailedir. İnsan nesli onlardan çoğalmıştır.
Buna göre, insanlık, ne Thomas Hobbes’in dediği gibi vahşi ve egoist bir canavar olan fertler ve ne de E. Durkheim'in dediği gibi özel hayata ve şahsiyete imkan ve fırsat tanımayan insan sürüleri demek olan klan ile başlamıştır. Bu görüşlerin bugün ilmi bir değeri kalmamıştır. Eski ve köklü bir müessese olan aile, değişik yer ve zamanlarda değişik görünüşler kazanmasına rağmen daima var olmuştur.
Aile içinde kadın ve erkeğin birbirlerini anlayıp hoşgörü sahibi olmaları, aile saadeti için şarttır. Karşılıklı saygı ve vazifelerin ne olduğunun bilinmesi, yuvanın huzurlu olması için önemli hususlardır. Ailede disiplini baba sağlar. Baba adaletli davranırsa, ailede huzur olur. Akıllı kadın ve erkek birbirlerini üzmezler.
Aileden gaye, neslin devamını sağlayan çocuktur. İnsanın öldükten sonra iyilikle anılması için; topluma faydalı bir eser, veya faydalı bir ilim yahut hayırlı evlat bırakması gerekir. Her şey bitip unutulduğu halde, bunlar unutulmaz ve ölen insanın hayırlı işinin devamını temin eder.
Aile hayatının düzenli olması, çocukların şahsiyetli ve güzel karakterli olarak yetişmesini sağlar. Aile, ne kadar sağlam olursa, toplum o derece güçlü temeller üzerine kurulmuş olur. Bir milleti yıkmak isteyen iç ve dış düşmanlar, ilk tahribatlarına aileden başlarlar.
Alkol, uyuşturucu, kumar ve fuhşun en büyük tahribatı (yıkımı) aile ve nesiller üzerindedir. Toplumun temeli aile, ailenin temeli ise sadakat, iffet, haya, karşılıklı sevgi ve anlayış gibi manevi değerlerdir. Ailenin zayıfladığı, zedelendiği, vazifelerini yapamadığı zamanlarda gayri meşru serbest münasebetler artmakta, beden ve ruh sağlığı bozuk nesiller toplumu işgal etmektedir. Bu sebeple, TC Anayasası, ailenin, annenin ve çocuğun korunmasında devleti vazifeli kılmıştır.
Bu vazifeyi de Türkiye'de Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı üstlenmiştir. Biz büyük bir aileyiz ve her zaman sırtınızı dayayacak bir ver aradığınızda arkanızdayız. Aile kökleri toprakta olan bir çınardır. Bu çınarı yeşertmek ve onun köklerinden beslenme bizim elimizdedir. Bu sebeple ailemizin kıymetini bilelim.”
Akgül’ün konuşmasının ardından, kurum psikologlarından Nermin Kübra Avcı “Aile olabilmek”, Özge Tokgöz “Türk Dizi ve Filmlerindeki Aile Kavramı” konulu birer sunum yaparken, öğretmen Didem Gül Hanzey “Bana Aileni Anlat” isimli projenin fotoğrafları eşliğinde analizini gerçekleştirdi. Sunumların ardından Sıla müzik grubu mini bir konser verdi. Program, Bilecik Öğretmenevi Müdürü Faris İdacı’nın şiir dinletisiyle son buldu.