Av. Faik Akarkarasu, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından basın açıklaması yaparak değerlendirmelerde bulundu.
Avukatlık mesleğinin yanında Bilecik’in tanınan siyasi isimlerinden de olan Akarkarasu, değerlendirmesinde “Seçimlerin sonuçlarına şöyle bir baktığımızda; toplum ayrıştırılmak istenmediğini, senden-benden kavramını reddettiğini sandığa yansıtmıştır.” İfadelerini kaydetti.
Akarakarasu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerin, genel çerçevede temel değerlendirmelerini yapmak önem arz etmektedir.
Seçimin galibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin; 1989 seçimleri ve ardından gelen 1991 seçimlerini iyi okuyarak, bu dönemi yani 1989 seçim zaferlerinden sonra 1991 seçim yenilgisindeki temel unsur ve faktörleri bir an dahi akıldan çıkartmadan, doğru bir strateji ile ayrımsız tüm topluma doğru hizmetleri götürmesi gerekmektedir.
Seçimlerin sonuçlarına şöyle bir baktığımızda; toplum ayrıştırılmak istenmediğini, senden-benden kavramını reddettiğini sandığa yansıtmıştır.
Yine toplum, bir tarafın aşırı varsıllaştırılmasına, genel tabanda ise kendisinin aşırı yoksullaştırılmasına ve emeklilerin yıllara sari ödedikleri prim karşılığı dalga geçilen maaşına, işsizliğin genel yayılmasına, ekonomik tüm verilerin üretim unsurlarının aynı refleks ile ret tavrı koymuş, bir başka deyiş ile seçmen AKP’yi vicdanının harem-i ismetinde tartmış ve bu seçimde AKP’yi sandıkta çok ağır bir şekilde cezalandırmıştır.
Türk toplumu sabırla yoğrulmuş bir toplumdur. Bu aşamadan sonra tekçi yapılara geçit vermeyeceğini, dayatılan seçeneksizlikleri kabul etmediğini ve özellikle adalet arayışındaki ve idarenin tarafsızlığı ve gün ışığında bir yönetim istediğini ortaya koymuştur. Bu seçim sonuçlarından sonra “arkam var, sırtım sağlam” anlayışı da bitmiştir. Bu konuda toplumsal vicdan karşısında, adalet ve demokrasi de polüt büro anlayışından derhal sıyrılmalıdır. Devletin, hukukun ve milletin yönetimi esas olmuştur.
Türkiye’nin tekrar hızla parlamenter rejime dönme konusunda iradesi de ortaya net bir şekilde konmuştur.
Bir diğer husus ise toplumun tüm kesimlerine “benden değilse, hain, bölücü, terörist” gibi aşağılayıcı ve yok sayıcı ve gerçekle bağlantısı olmayan siyasi tavra da “hadi canım sen de” demiş, farklı düşüncenin zenginliğini ve rengini demokrasiye kabul etmiştir. Asıl yörüngenin çağdaş demokrasi olduğunu da çok ince bir biçimde ortaya koymuştur.
Toplum, demografik yapıdaki göç politikasına da net tavır almış ve yine dayanışma ve güçlü birlik mesajı vermiştir. Asıl önemli olan ise ahlaksız zenginleşmeye karşın alınan net ret tavrıdır. Yukarıda nitelemeye çalıştığımız üzere toplum tarafından Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve (AKP-MHP hariç) diğer partilere toplum bir açık çek vermiş, bu açık çeki 1989 – 1991 arası dönemi iyi izleyerek, yine Cumhuriyet Halk Partisi’nin özelinde ise Genel Başkan Sayın Özgür ÖZEL’in önüne bir olgunluk tablosu, Türkiye’ye hakim CHP ve ülkenin ekonomik, siyasal istikrarsızlıktan çekip alınması konusunda yol göstermiş, görev tevdi etmiştir. Sayın CHP Genel Başkanı Özgür Özel seçim sürecindeki aktif ve kararlı tutumunu sürdürmeli ve parlamentoda CHP’yi her yönüyle toplumun talep ettiği sorunların takipçisi ve çözümcüsü olma iradesini devam ettirmelidir.
Seçimin mesajı, bir galibiyet veya mağlubiyet tabelasından öte okunmalı; toplum, ülkenin gelinen ekonomik, demografik, sosyolojik ve demokratik gerilemesini istemediğini, tam aksine bir aydınlık yol aradığını, son olarak da ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ile derdi olanla kendisinin de derdi olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur."