CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün; hükümete karşı erken seçim çağrıları, İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, parti yöneticilerine yönelik gözaltılar ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanması, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum gibi gündeme damga vuran konuları gazetemize değerlendirerek iktidar kanadına yüklendi.
AK Parti’nin miadının dolduğunu, Türkiye’nin yoksulluk, yolsuzluk ve umutsuzluk ülkesi haline geldiğini belirten Tüzün, “2026‘nın 2’nci yarısında Türkiye’de bir erken genel seçim olacağına inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak adayımız ile hazırız.” dedi.
Yapılan soruşturma ve gözaltılarla ilgili olarak sürecin hukuksal olarak değil, siyasi bir şekilde yürütüldüğüne dikkat çeken Tüzün, “Türkiye’nin hukuk sisteminin geldiği nokta bu. Eskiden et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa ne yapılır diye bir sözü var. Maalesef tuz koktu. “ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Tüzün, AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir’in bir önceki gün gazetemize yaptığı açıklamalardaki “Ekonominin verileri gayet iyi durumda gidiyor” ve CHP’nin iktidara kırmızı kart protestosu için “Muhalefetten beklenilen ülkenin geleceği ve refahı adına çözüm önerilerinde bulunması, yapıcı bir muhalefet yapmasıdır. Ama onlar hala oyunla oynaşla bu işleri götürmeye gayret ediyorlar.” sözlerine de gazetemiz aracılığı ile yanıt verdi.
Tüzün, şu ifadelere yer verdi:
“İYİ NİYETİMİZ KARŞILIK BULMADI”
“31 Mart yerel seçimlerinden sonra başta genel başkanımız olmak üzere biz yöneticilerle birlikte Cumhuriyet Halk Partimizin uyguladığı politika ülkede artık yerelde iktidarın Cumhuriyet Halk Partisi olduğu, devleti yöneten iktidarla yereli yöneten parti arasında bir uyum olması gerektiği noktasında çeşitli açıklamalar olmuştu. Biz bunu tamamen iyi niyetle yaptık.
Kampanyada ayrıca şunu da söylemiştik yerel seçimlerde AKP iktidardan düşmeyecek, siz yerelde bizi tercih edin biz yerel iktidarımızın hizmetlerini sizlere sunalım. İktidarla da bir şekilde iyi geçiniriz ve devlet imkanları noktasında ortak noktada buluşuruz demiştik. Bu iyi niyetimiz karşılık bulmadı.
“YASAL SÜREÇ HUKUK ÇERÇEVESİNDE DEĞİL SİYASİ İRADEYLE BAŞLIYOR VE DEVAM EDİYOR”
Türkiye öyle bir noktaya geldi ki artık hiçbir gün yok ki güne güzel bir haberle başlayalım. 22 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP iktidarının Türkiye’yi getirdiği nokta umutsuzluk, mutsuzluk, sorun… Olmasa da çıkartan bir anlayış devam ediyor.
Türkiye’nin son gündemine kısaca baktığımız zaman, belediyelerimize birtakım operasyonlar düzenleniyor. Gözaltılar oluyor, soruşturmalar açılıyor. Yasal süreç hukuk çerçevesinde değil siyasi iradeyle başlıyor ve devam ediyor.
“TUZ KOKTU…”
Bundan 2 yıl önce AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanlarına, İl Belediye Başkanlarına AKP Genel Başkanı görevlerinizden istifa edin, etmeseniz biz gereğini yapacağız demişti. Bazıları ağlayarak, bazıları koşarak istifa etti.
Elinizde FETÖ Terör örgütü ile PKK Terör örgütü ile ilgili bir ilişkiniz mi var veya ihaleye fesat mı karıştırdınız? Suçları neydi bu arkadaşların? Bu adamlar suçluysa neden haklarında bir soruşturma başlatılmadı? Türkiye’nin hukuk sisteminin geldiği nokta bu. Eskiden et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa ne yapılır diye bir sözü var. Maalesef tuz koktu.
TÜZÜN’DEN ELDEMİR’İN O SÖZLERİNE YANIT “BİZİM GÖREVİMİZ SORUNLARI TESPİT ETMEK, SORUNLARI ÇÖZMEK İKTİDARIN İŞİ”
Tüzün, Eldemir’in ekonominin iyi durumda olduğuna yönelik sözleri ve CHP’nin “kırmızı kart” protestosuna yönelik eleştirilerine ise şu sözlerle cevap verdi:
“Türkiye’de faizin yüzde 50 olduğu, enflasyonun yüzde 50’nin çok üzerinde olduğu bir dönemde, siz çalışanlarınıza yüzde 15, yüzde 30 zam yapıyorsanız bu direkt halkı kandırmacadır. İktidar olarak sizin göreviniz bu insanları mutlu etmek. Geçim seviyesini yükseltmek olmalıdır. Bunu yapamıyorsunuz. İktidarın yetkilisi Halil Bey’in düşüncelerine de saygı duyuyorum. Kırmızı kart sonuçta bir figür. Sen iktidar olarak biz sana kırmızı kart göstererek oyun dışına gönderiyoruz demek. Artık iktidarı bize devret demek istiyoruz.
Halk bize muhalefet partisi yetkisi vermiş. Bizim görevimiz sorunu tespit etmek, tespit ettiğimiz sorunu gündeme getirmek. O sorunu da çözmek iktidarın işi. Bizim işimiz değil. Bu sorunları gidermeyen bir AKP başka başka yöntemler deneyerek Türkiye’nin şu anda işsizliğini, yoksulluğunu, yolsuzluğunu unutturmaya çalışıyor. Günübirlik gündem değiştirmekle var olan sorunları görmezden geliyor.”
Tüzün, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
ÖZDAĞ HAKKINDAKİ SORUŞTURMA
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Antalya’da yaptığı bir konuşma hakkında Özdağ, Ankara’da yaşıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı soruşturma başlatmıyor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı bir soruşturma başlatıyor. Alelacele bir şekilde ifadesi alınıyor. AKP Genel Başkanına hakaretten soruşturma başlatılıyor ama oradan bir sonuç çıkaramayınca bundan 1 yıl önce Kayseri’de yapmış olduğu bir konuşmadan dolayı gelmişken de biz seni tutuklayalım anlayışıyla bir hukuk sistemi yürüyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, geçmişte Adalet Bakan yardımcısıydı. Şimdi oraya ne için Başsavcı atandığı tüm kamuoyu tarafından biliniyor. 85 milyon kişi de bu süreci yakından izliyor.
İstanbul’da değişik belediyelere operasyon olacağı da konuşuluyor şu anda. Biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak zaten Bilecik de bunun geçmişte bir örneğidir. Eğer ortada bir suç ve suçlu varsa ilgili yönetim görevi kötüye kullanmışsa parti olarak gereğini yaparız.
Ama başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere yapmış olduğu konuşma bir uyarı niteliğindeydi. Cumhuriyet Başsavcısı kendine gel, bizim iktidarımızda sizin çocuklarınıza bunları yapmayacağız demesine rağmen daha konuşmasından 10 dakika sonra soruşturma başlatıldı. Biz bunlardan korkmuyoruz, yılmıyoruz.
“2026‘NIN 2’NCİ YARISINDA ERKEN GENEL SEÇİM OLACAĞINA İNANIYORUM”
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz Türkiye’nin birinci partisiyiz. Yapılan tüm anketlerde, kamuoyu yoklamalarında birinci parti olduğumuz ortaya çıkıyor. Bu dönemde olmasa da 2026‘nın 2’nci yarısında Türkiye’de bir erken genel seçim olacağına inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi olarak adayımız ile hazırız.
Bu iktidar miadını doldurdu. Yapabileceği bir şey yok. Türkiye’nin çiftçisine, emeklisine, çalışanına hiçbir vaadini yerine getirmediğini biliyoruz. 6 Şubat depreminin 2’nci yıldönümüne giriyoruz. Orada verilen sözler hiçbir şekilde yerine getirilmedi. Türkiye’nin kaynakları çetelere, yandaşlara akıyor ama vatandaşa bir şekilde akmıyor. Dolayısıyla bu iktidarın en kısa zamanda değişmesi gerekir.”
“BOLU FACİASINDA SORUMLULUK BAKANDADIR, DERHAL İSTİFA ETMELİDİR”
Bolu’da yanan bir otelde 78 vatandaşımız rahmetli oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Bunun sorumluları, muhatapları, hesap vermeli. Biliyorsunuz orası turizm bölgesi. İmarının, iskanının, ruhsatının, denetiminin sorumluluğu Turizm Bakanında olmasına rağmen Kültür ve Turizm Bakanı bu utanç verici tablo karşısında hala orada belediyeye atıfta bulunuyor. Orada belediyenin hiçbir yetkisinin olmadığını bildiği halde bırakın bu ülkede 76 kişinin yanarak hayatını kaybetmesini, 78 kişinin burnu kanasa o ülkede Kültür ve Turizm Bakanı derhal istifa etmelidir. Bizde maalesef bırakın istifa etmeyi hala sorumluluğu başka yere atmaya çalışıyor. Böyle bir anlayışla yönetiliyoruz. Bunun örneklerini çoğaltabiliriz.
“BU İKTİDARDAN EN KISA SÜREDE KURTULMALIYIZ”
Siyasi iktidarın ülkeyi getirdiği nokta bu. Bu iktidardan en kısa zamanda kurtulmak gerektiğini düşünüyorum. Halkımıza inanıyor ve güveniyoruz. Yapılacak ilk seçimlerde genel seçimlerde Türkiye’nin birinci partisini Cumhuriyet Partisini nasıl yaptıysa yine o şekilde yapacağına inanıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında buluşmak umuduyla diyorum.”