Gücü Yeten Çaksın
Her zaman söylemişimdir küçük illerde gazetecilik yapmak zordur diye. Bir de gazeteciliği hakkı ile, cesaretle yapınca sevenlerin, takdir edenlerin yanı sıra ister istemez kızanlarda oluyor. Çünkü gazeteci doğruyu ve gerçeği yazsa dahi birilerini rahatsız edebiliyor. Ben de bu güzel ilimizde görevimi layıkı ile yapmaya çalışan gazetecilerden biriyim, merdiven altı gazetecilerin yanı sıra resmi DHA İl Temsilciliği yanında 57 yıldır günlük çıkan Yarın Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olarak kendimce haberler yazmaktayım. Yaptığım belgeli haberler de ortadadır fakat bazılarını kızdırdığımı ve rahatsız ettiğimi de çok iyi biliyorum bu çizgimden de hiç vazgeçmeyeceğim çünkü her zaman dediğim bir şey var çiğ yemedim karnım ağrısın, hiçbir gayrimeşru işimde olmamakla birlikte, kimseden de çekinmem ve taviz de vermem.
Şimdi gelelim ilimize atanan Müdürlere… Bilecik’i ufak görüp ilk atandıklarında burun kıvıran bazı Müdürler ne hikmetse ilimizden hiç ayrılmak istemezler. Fakat atanan bazı Müdürlerimiz kendilerini kraldan çok kralcı görüp Devletin gücünü arkasına alarak “köpeksiz köy bulmuş değneksiz geziyor” deyimi gibi hareket edenler dahi oluyor.
Size şimdi önceki gün yaşadığım 6 şahitli olayı abartısız aynen yazıyorum. İlimize Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez geldi. Gölpazarı ziyareti sonrası Valilik ziyareti yapacak olan Bakan Fatih Dönmez’i Valilik önünde diğer basın mensupları arkadaşlarımız ile bekliyorduk. Sayın Valimiz Kemal Kızılkaya da geldi. Valimizle birlikte gazeteci arkadaşlarla Ramazan sohbeti yapıyorduk. O esnada AK Parti İl Başkanı Serkan Yıldırım ve AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Karadayı, Rektör hocamızın Danışmanı Öğretim Görevlisi Özgür Özcan bey, İHA ve Bilecik Olay Haber Muhabiri Kaan Toka, AA İl Temsilcisi Yavuz Emrah Sever ve Değişim Gazetesi Muhabiri Harun Kaymaz arkadaşlarım vardı. Sayın Valimiz Kızılkaya, bir anda arkasında bulunan bir görevli arkadaşa programla ilgili soru sormak için dönerek konuşmaya başladı tam o esnada yanımıza yaptığım haberlerden rahatsız olduğunu bildiğim İl Emniyet Müdürü Ertuğrul Namal geldi. Gazeteci arkadaşlardan Harun Kaymaz kardeşimiz Müdüre nasıl olduğunu ve neler yaptığını sordu. Müdür Namal, ‘iyiyim bize çakanlara çakacağız” dedi ve başı ile beni işaret etti. O anda tüm gözler bana çevrildi. Ben de Müdürün o davranışına karşı dayanamayarak ‘gücü yeten çaksın’ dedim. Döndü bu sefer bana doğru ‘göreceğiz’ dedi. Ben de “görelim bakalım” dedim.
İl Başkanı Serkan Yıldırım ile göze göze geldik ve yemin ederim sizlere Serkan Başkanın yüzünün o an kıpkırmızı olduğunu gördüm. Serkan Başkan Müdürün yaptığının çok yanlış ve gereksiz olduğunu söyledi.
O esnada Vali bey bize döndü ve verdiğim cevaplardan rahatsız olan Namal Müdür yanımızdan uzaklaşmaya başladı. Ben de Valime döndüm ve “sayın Valim Pazartesi günü bana bir konu için 10 dakikanızı ayrırmısınız” dedim o da “her zaman Cafer bey” dedi ve ben Pazartesi’yi beklemeden orada Vali beye durumu anlattım.
“Valim, İl Emniyet Müdürü biraz önce herkesin önünde özellikle İl Başkanı Serkan beyin yanında beni tehdit etti” dedim. İl Başkanı Yıldırım’a da dönerek “yanlış mı Başkan” dedim o da kafasını sallayarak “doğru” dedi. Valim o anki tepkisi ile kaşlarını kaldırdı. O ana tanık olan tüm arkadaşlar şaşkın şekilde baktılar ve Allah razı olsun hepsi de bana şahitlik yapmaya hazır olduklarını dile getirdiler. Ardından İl Başkanı Serkan Yıldırım da şahit olduğu olayı Vali beye anlattı. Benimle hızını alamayan Müdür Namal’ın benden sonra da AK Partili Osmaneli Belediye Başkanı Münür Şahin bey ile de tartışma yaşadığını öğrendim. Ona da akıl almaz tavırlar ve sözler sarfetmiş, onu Münür abi kendisine soranlara anlatır sanırım.
Aynı gün akşam Bakan beyin iftar programında AK Parti Milletvekili Selim Yağcı beye yaşanan olayı aynen anlattım ve kamuoyunda “bu cesareti sizden aldığı konuşuluyor” dedim. Ardından İçişleri Komisyonu CHP Başkanı olan Milletvekili Yaşar Tüzün’ü aradım ve olayı anlattım.
Şimdi ben buradan soruyorum. Bu Müdür, herkesin önünde basını tehdit etme, AK Partili bir Belediye Başkanı ile polemiğe girme ve laf söyleme cesaretini nereden alıyor.
Dubalarda diretti tüm Bilecik’e rest çekti ama gelen ve halkı dinleyen bir Vali çıktı dubaları kaldırttı gıkını çıkaramadı.
Emekliliği yaklaşan ve AK Partili yetkililerin dahi sevmediğini bildiğim Müdür Namal, duyduğuma göre 3-4 ay sonra emekli oluyormuş. Bu tavırlarınız emekliliğinizin yaklaşmasından mı acaba? Merak etmeyin ben siz emekli olduğunuz yahut gittiğiniz gün atacağım manşet ile çok hayır duası alacağım. Bu ilde birçok Emniyet Müdürü ile çalıştım ve birçoğu ile telefon ile hala görüşüyoruz. Buradan giden Ali Ekber baba vardı giderken hem personel, hem de halkının ağladığını bile biliyorum. Benim tüm kurum müdürleri ile aramın nasıl olduğunu herkes iyi bilir. Hatta İl Jandarma Komutanımız Muzaffer Albayımız dahil. Yani demem o ki sıkıntı ben de değil! Sıkıntı sizde sanırım.
Benim doğru yazdığım haberlerden rahatsız olan Namal Müdür, Şehitler Parkı’nda kanun dışı eylem bildirisi okumaya çalışan bir grubu bir tek benim çektiğim gün “sakın Cafer bu haberi yapma ben bunu yukarı anlatamam” dediğiniz günü unutmayın.
Yine bir okul servis şoförünün bir kız çocuğuna taciz de bulunduğu iddiasını haber yaptırmamak için benden ricacı olduğunuz günü unutmayın. Bana “toplumsal infiale maruz olur, ben önlemini alamam” değinizi de unutmayın. Bana açtığınız davayı da kaybettiğinizi ve avukatıma hazineden (hazineden ödettiğiniz parayı etik olarak iade ettiniz mi? Diye sormak isterim.) milyarlarca lira avukat parası ödettiğimi de hatırlatırım.
Müdür bey, ben bu ilde doğdum, bu ilde büyüdüm, burada da kalacağım. Sel gider kum kalır ben yine de burada kalacağım siz gideceksiniz. SİZİN TEHDİTLERİNİZE DE PAPUÇ BIRAKACAK ADAM DEĞİLİM. Çiğ yemedim ki karnım ağrısın. En fazla trafik cezası kestirtebilirsin. O da çok mümkün değil, mümkün olduğu kadar kurallara uyan bir sürücüyüm. Cesaret aldığınız iddia edilen bağ evinde cağ kebap yediğiniz (istersen sosyal medya da paylaştığın resimlerini paylaşayım) AK Parti Milletvekili Selim beye güveniyorsanız merak etmeyin ona da anlattım olayı. Pazartesi günü de hakkınızda Cumhuriyet Savcılığı’na şahsımı alenen tehdit suçundan suç duyurusunda bulunacağımı da kamuoyuna bildiririm.
Sizin temel göreviniz kamu düzeni, kamu esenliği, bireylerin temel hak ve özgürlükleri ile can ve mal güvenliklerini temin etmektir, sokak ağzıyla ona buna çakıcam diyerek gazeteci tehdit etmek değildir.
Siz gazeteci tehdit edeceğinize asli görevlerinizden biri olan şehir içi trafiğine çözüm bulun, çoluk çocuğun eline kadar düşen ve her gün artan madde bağımlılarına önlem alınız. Burada tehdit edilen sadece bir gazeteci değil, Bilecik halkının haber alma özgürlüğüne karşı da bir tehdittir.
Sağlıcakla kalınız.