Dil Sürçmesi

Toplumumuza baktığımızda  hayli kafası karışıklık hakim   , iki arada bir derede kalma sendromundan mustarip, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabilmişizdir.

Ne tam anlamıyla batılı olabildik ne de tam manasıyla doğulu kalabildik.  

Ömer Hayyam’ın rubaisi pek güzel ifade eder;

Bir elde kadeh, bir elde Kur’an

Bir helaldir işimiz bir haram

Şu yarım yamalak dünyada

Ne tam kafiriz ne tam Müslüman

Belki ezelden beri böyleyizdir , bulunduğumuz coğrafya, tarih ,

buna yol açabilir, şaka değil binlerce yıllık birikimden bahsediyoruz kafası karışık olmak kafanın boş olmadığına da   işaret etmiyor değil

Aptallaştırmak adına kafa karıştırmakta yöntem olarak kullanılabilir.

Arada kalmışlık zihni bulandırırken dilde nasibini alıyor.

Tam Esed-Esad ikilemini ardımızda bırakıp rahata eriyorduk derken

DEM Parti Eş başkanı Tülay Hatimoğulları ‘nın dil sürçmesi gündem oldu.

Basın açıklaması sırasında  “Abdullah Bahçeli”  ifadesini kullandı

Bu dil sürçmesi sosyal medyada gündeme oturdu.

Farklı yorumlarda bulunuldu, abartıya kaçanlarda dahil

Ancak emekli maaşının Asgari ücretin altında kaldığı ülkemizde

“ Emekli Yılı” edilmesi bir dil sürçmesi kadar dert edilmedi !

Sadece konu bu mu ?

Yaşadığı şehri babasının mezrası sanan , ıslah edilmesi , hak ettiği muameleyi görmesi bir yana şımartılan , cesaretlendirilen

Yokluğu varlığından iyi toplumsal atık kategorisine sokabileceğimiz

Kimseler pırıl pırıl insanları hayattan kopartırken

(En son yaşanan Mattia Ahmet Minguzzi cinayeti gibi), yargının, güvenlik güçlerinin gösterdiği refleks  gayet açıktır ki son derece yetersiz. Gazeteciler, yazarlar fikir beyan ederken karşılaştığı zorluklar  

Suçluların karşılaştığı zorluklardan beter , kalem kılıçtan keskin lafının

Olmayacak biçimde  yansıması.

Ekonomi bozuk , hukuka güven düşük ise vah o ülkenin haline

Öyle ki bunlar da yaşanan aksaklıklar domino taşı etkisiyle çürüme her alana sirayet eder. Tıpkı depremde yağma engelleme maksadıyla görevlendirilen memurun kendisinin bu suçu işlemesi gibi.

TÜSİAD tartışmalarının  çoktan tozlu raflarda kalması gereken darbe tartışmalarına evrilmemeli ,  eleştiri  yapmak bir tek siyasetçilere  mahsus değil zira alkışlamaktan ziyade  eleştiri yapabilmek özgürlük göstergesidir.

Türkiye’de ki mevcut  girişimciler , yatırımcılar kaçırılmamalı , teşvik edilmelidir ki zenginlik , ihracat , istihdam artsın  

Girişimcilik demişken , sizin de gözünüze takılmıştır

Her alanda girişimciler, nelerle boğuşuyor  mesela

Düşünün ekmek parası edebiyatıyla kimi taksiciler ucuz kabadayılıkla rakip gördüklerini darp ediyor!  

Olacak iş mi?

Aman sende her tarafı yıkık dökük evde  ilk sorun edilecek

Kenarı çatlamış fiş mi?

Uzattıkça uzatmaya , pehlivan tefrikasına çevirmeye gerek yok

Dil sürçmesi olağandır , art niyet olması şart değil

Peki ya akıl tutulması?