Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay, “Büyüyememe, yaşıtlarına göre büyümesi geri kalmış çocuğu tanımlar ve olguların genelinde beslenme problemi vardır” diyerek anne karnından ergenliğe kadar çocukların büyümesinin gram gram ve santim santim takip edilmesi konusunda anne babaları uyardı.
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay, 15 Nisan Büyümenin İzlenmesi Günü’ne atıfta bulunarak çocukluk döneminin en temel özelliğinin dinamik bir büyüme dönemi olduğunu; büyümenin döllenme anından başlayıp erişkin boya ulaşıncaya kadar devam eden, doku farklılaşmasını, gelişmesini ve olgunlaşmasını düzenleyen birçok mekanizmanın yer aldığı kompleks bir süreç olduğunu dile getirdi. Çocuğun büyüme ve gelişmesinin normal ve düzenli olabilmesinin ilk şartının sağlıklı bir genetik yapıya sahip olması gerektiğini vurgulayan Dr. Özbay, genetik dışında beslenme, hormonlar, hastalıklar, psikososyal nedenler ve çevresel nedenlerin de büyümeyi etkilediğini anlattı.
"Erken tanınarak çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi amaçlanır"
Büyüme hızının en yüksek olduğu dönemlerin bebeğin anne karnında bulunduğu dönem, süt çocukluğu dönemi ve ergenlik dönemi olduğunun altını çizen Dr. Özbay, “Sağlıklı yaşam için büyümenin belirli aralıklarla izlenip, standart büyüme eğrilerinde değerlendirilmesi yoluyla normalden sapmaların erken tanınarak çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi amaçlanır. İlk bir ay bebekler haftada bir, 1- 6 ay arası ayda bir, 6 ay-2 yaş arası üç ayda bir, 2 yaş- 6 yaş arası altı ayda bir, sonrasında da yılda bir kontrollerle büyümenin izlenmesi önerilir” dedi.
“Bebeklerin kilosu ilk 6 ay her gün 20-30 gram artar”
Büyümenin değerlendirilmesinde vücut ağırlığı ve ağırlık artış hızı, boy uzunluğu ve boy uzama hızı, baş çevresi ve artma hızı, vücut bölümlerinin birbirlerine oranları gibi parametreler kullanıldığını belirten Dr. Özbay, “Vücut ağırlığı ilk 6 ay günde 20-30 gram, ikinci 6 ay günde 15-20 gram, 12-24 ay haftada 50 gram, 24 ay üzeri ise yılda 2-2,5 kilogram olarak artar. Boy uzama hızı 1-2 yaş arası yılda 10-12 santim, 2-4 yaş arası yılda 7 santim, 4 yaşından ergenliğe kadar yılda 5-6 santim, ergenlik öncesi yılda 3-4 santim artar. Ergenlikte toplam kazanılan boy kızlarda ortalama 25 santim, erkeklerde ise 28 santim olarak beklenir. Baş çevresi büyüme hızı ilk 3 ay boyunca ayda 2 santim, 3-6 ay arası yılda 1 santim, 6-12 ay arası ise her ay 0,5 santimdir. Özellikle büyüme geriliğinden şüphelenilen durumlarda, baş-pubis uzunluğu, pubis-ayak uzunluğu, oturma yüksekliği, kulaç uzunluğu gibi vücut bölümlerinin birbirlerine oranları da kullanılır" diye konuştu.
“Çok iyi takip edilmeleri gerekir”
Büyüme ölçümlerinin birbirleri ile karşılaştırılma yöntemleri sonucunda yaşa göre boy ya da ağırlık temelli büyüme eğrileri geliştirildiğini anlatan Dr. Özbay, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu eğriler çocuğun aynı yaş ve cinsiyetteki yaşıtlarına göre büyüme durumunu gösterir. Büyüyememe, yaşıtlarına göre büyümesi geri kalmış çocuğu tanımlar ve olguların genelinde beslenme problemi vardır. Birbiri ardına birden fazla kez büyüme eğrisinde yaşa göre ağırlığın 3'üncü ya da 5'inci persantilin altında olması, büyüme eğrisinde 6 aylık dönemde 2 major persantilden fazla düşüş olması, boya göre ağırlığın 3'üncü ya da 5'inci persantilin altında olması durumunda çocuğun büyümesinde sorun vardır.. Yaşa göre vücut ağırlığı yetersiz beslenmeyi, boy uzunluğu uzun dönemli beslenme yetersizliğini, boya göre ağırlık oranı ise akut dönemdeki yetersiz beslenmeyi gösterir. Baş çevresi, üst kol çevresi, deri altı kalınlığı, üst kol ve baş çevresi oranı, göğüs ve baş çevresi oranı, beden kitle endeksi, z skoru beslenme durumunun değerlendirilmesindeki diğer ölçümlerdir” ifadelerini kullandı.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay son olarak, büyümede sorunu olan çocukların tedavisinde varsa altta yatan hastalıkların tedavi edilmesi, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yakalama büyümesi yapabilmeleri için yüksek kalorili diyet verilmesi, multivitamin desteği sağlanması ve duygusal gelişiminin takip edilmesi gerektiğine dikkat çekti.