Yüzyıllardır kendi hayatımıza karar verebilmek için olağan üstü bir mücadele örneği sergilediğimiz kesin. Kadın-erkek demeden bu oluşumu destekleyen milyonlarca insanı nasıl görmezden geldiler, hadi geldiler buna sessiz kalacağımız fikrine onları kim inandırdı?
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda aday olan ama kazanamayacağını zaten bilen amacının sadece oyları bölmek olduğu açıkça ortada olan Sinan Oğan seçim ikinci tura kalınca aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan mevcut Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklediğini duyurdu. Durumun ciddiyeti böyle söylenince pek belli olmuyor. O zaman şuradan bakalım; Sinan Oğan'ın, Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklemesi resmen Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı görevine devam edeceği gerçeğini gözler önüne serdi. Bu da ister istemez yanına sırf seçimi kazanabilmek için aldığı partilere gözlerimizi çevirmemize sebep oldu.
HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi. Bu iki parti, kadınlar üzerinde kurmaya çalıştığı bastırma ve geri plana atma arzularını asla gizlemiyor. Açıkça ve göstere göstere biz kadınları sahiplendireceğini bağıran bu partiler mecliste söz hakkına sahip oldu. Bu partiler için kadın zaten seçim çalışmalarında dahi siyah bir gölgeden ibaretken bugün meclise hangi mantıkla alındı? Millet meclisinde böyle bir oluşum bizleri korkutuyor. Millet sadece erkeklerden mi ibaret ya da bunun mu olması isteniyor? Tam olarak neyi savunuyor neyi istiyorlar? O malum kesimin hala göremediği desteklemeye devam ettiği şey ne?
Erkek rol tanımlarının aynı katılıkta sürmesine rağmen, biz kadınların artık asra göre yeni taleplerimiz var. Fakat hala bu konuda yeterli iyileştirilmeler yapılmamışken, korunma altındayken dahi öldürüldüğümüz bu ülkede, 25 yıl boyunca evli kalan kadınlara para verecekleri vaadiyle kadının tüm emeğini evine ve çocuklarına sarf etmesini arzulayan; ne yazık ki tek güvencemiz olan 6284 sayılı yasanın değiştirilmesini ya da tamamen ortadan kaldırılmasını isteyen, yalnız kadınların sahiplendirilmesini teklif eden bir partinin 4 milletvekilin mecliste koltuk sahibi olması sadece kriminal bir gerçeği değil toplumsal bir sorunu da ifade ediyor. Üç beş tane erkeğin, siyasi bir kimlikle çıkıp benim ve milyonlarca kız kardeşimin üzerinde hakkı olduğunu iddia etmesine ya da bizleri birer sapkınlık örneği olarak göstererek toplumdan silmeye, eve kapatmaya çalışmasına izin vermiyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.