İnsanoğlu en ilkel zamanlarında bile daima yeni şeyler öğrenmeye meraklıydı. Bütün dönemlerde bilimin ışığı olan kitapların önemini her şekilde görmekteyiz. Cahiliye döneminde bile insanlar cehaleti kitapların yardımıyla aştı. Kutsal kitabımız bile en başta ‘oku’ diyerek emretti. Antik çağlarda bile büyük kütüphaneler kurulmuştur.
İskenderiye kütüphanesi mesela büyük bilim adamlarının eviyken cehaletle savaşmıştır. Kitaplar bilginin kaynağıdır. Ne kadar çok okursak o kadar bilgiye doyarız. Yine aynı şekilde büyük Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet yeni fethettiği İstanbulda hemen bir kütüphane kurmuştur.Cumhuriyet döneminde ise Atatürk bu kütüphaneyi restore ettirmiştir. Biliyoruz ki insanın, cahillik en büyük mücadelesidir. Avrupa mesela karanlık çağı kitaplar ile aşmış Rönesans ile altın çağı yaşamıştır. O dönemin etkisi hala devam ediyor. Bütün alimlere evliyalara bilim insanlarına bir bakın hepsinin sayısız eserleri, kitapları mevcut. Çünkü kitaplar kalıcı bilginin kökleridir. Bilgiyi en güzel kitaplardan öğreniriz. Yeni öğrenilen bir bilgiden sonra beynimiz daha fazla bilgi öğrenmek ister. Buna merak ve okuma arzusu da dahil olunca kitaplar en yakın arkadaşımız oluverir.
Kitaplar bize dünü, bugünü, yarını öğrenmede el feneri olur. Yolumuzu aydınlatır. Unutmayın karanlığı aydınlığa çevirmenin yolu iki kapağı açıp okumayla aşılır.
Henüz çocuk yaşlarda kazandım kitap okuma alışkanlığımı.. Ailemin sayesinde kitapların bize dünyanın kapılarını açtığını farkettim. Sadece kitaplar değil sevdiğimiz dergiler, gazeteler, deneme, makaleler bulabildiğimiz her şeyi de okumalıyız demişti İlber Ortaylı…. Okumak bizi eğitir. Nasıl bir insan olacağımız konusunda da bize katkı sağlar. Bizleri geliştirir. Kültürlü ve donanımlı bireyler olmamızı sağlar. Okuduğumuz kitaplar bizleri yönlendirir, Hayata bakış açımızı genişetir. Dünyaya baktığımız küçük pencereyi genişletir. Hayat hakkında fikrimizin olmasını sağlar.
Dünyanın aslında bizim sandığımız kadar sığ, boş bir dünya olmadığını gösterir. Okuduğumuz kitapların içindeki hikayeler bize hayat dersi verir. Yeri gelir bizi güldürür, yeri gelir ağlatır, yeri gelir düşündürür… Karakterlerde aynı şekilde bazen bizden biri olur bazende hayalini kurduğumuz kişi ya da sevmediğimiz bir insan. Onlarla empati kurabilirsiniz. Farkında olmadan bağ kurarsınız. Çünkü daima kitaplarda ufak da olsa kendi yaşamımızdan bir an, bir his tadarsınız. Kitaplar sırf bu yüzden bile sizin en yakın dostlarınızdır. Onlar size siz farkında olmasanız bile değişik hisler ve öğretiler katar. Kitaplar sadece bu deneyimleri katmaz daha sayısız faydası vardır.
Günlük hayattaki konuşmamızı bile etkiler. Seçtiğimiz kelimeler, ses tonumuzun ayarlanması, düzgün telaffuz bolca kitap okumaktan geçer. Konuşmamız diğer insanlar üzerinde en etkili olaydır. Bunu düzgünleştirmek de sizin elinizin arasındaki kitaplardan geçer. Bugünlerde ise herkesin kitap okumamak için türlü bahaneleri mevcut. Kimi kitapların pahalı olmasından kimileri vaktinin olmadığından kimileri de gereksiz olduğunu düşünüyor. Hepsi için tek tek cevap vermek isterim. Pahalı olduğunu düşünenler kütüphanelerde binlerce kitap raflarda okunmayı bekliyor. Üstelik ücretsiz ve sıcak bir ortamda. Vakit bulamayanlar ise akıllı telefonlardan ya da yoğun iş temposundan vakit bulamayanlardır.
Günde sadece on beş dakika bile ayrı kalamadığınız cep telefonlarından biraz ayrı kalsanız bile ayda iki üç kitap okursunuz. İş temposu yoğun olanlar ise uyumadan önce ya da seyahat ederken kitap okuyabilirsiniz. Bir yerde okumuştum Mustafa Kemal Atatürk Çanakkal Savaşında cephede bile Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını okuyarak rahatladığını ifade etmiş… Gereksiz olduğunu düşünen insanlardan ise yapılması gereken en güzeli onlara okumanın faydalarını anlatmak ısrarlı bir şekilde istemiyor ise o insanlardan koşarak uzaklaşmak.. Böyle bir insan olmamak için yapılacak en iyi şey önce kendimizin bu alışanlığı kazanması lazım. Bol bol sahafları, kütüphaneleri gezin. Zamanla o yerlerin tadını alırsınız. Kitapların enerjisi size geçecektir. İlerde çocuklara bırakılabilecek en büyük miras kitap ve doğadır.
Bugüne kadar kitaplar üzerinden sayısız yazı zaten mevcut. Benim yazdığım ise yeni bir hatırlatma.. Modern dünyada cahillik ile savaşmak sadece teknoloji ile olmaz. Teknolojinin yanına kültür mirasımızı da korumak lazım. Bir ülkenin kitapları o ülkenin mirasıdır. Gelecek nesillere onları ulaştırmalıyız. Bugün biraz daha kitap okuyabilirsek eğer belki de önce kendimizi değiştirir daha sonra da çevremizi ufak ufak değiştirme şansına sahip oluruz.