Kadın hakları, yalnızca bir cinsiyet meselesi değil, aynı zamanda bir insan hakları meselesidir. Ancak ne yazık ki, dünya genelinde hâlâ kadınlar, cinsiyetleri sebebiyle eşitsizliğe ve ayrımcılığa maruz kalmakta, şiddete uğramaktadır. Bu sorun, yalnızca bireylerin değil, toplumların da ilerlemesini önemli ölçüde etkilemektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle cümlelerimi desteklemek isterim: "Kadınları geri bırakan toplum, geride kalmaya mahkûmdur." Kadın haklarının yeterli ölçüde bilinmemesi, geçmişten günümüze uluslararası boyutta önemli bir konu olarak gündemdeki yerini sürdürmektedir.
Kadın hakları mücadelesi, dünya genelinde süregelen bir dayanışma hareketidir. Kadın hakları ve cinsiyet eşitliği, yalnızca kadınlar için değil, tüm toplumların refahı için de gereklidir. Cinsiyet eşitliği tam manasıyla sağlandığında, ekonomik ve sosyal düzeyde gelişmelerin artışı büyük ölçüde gözlemlenecektir. Cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya, potansiyellerin gerçekleştirilebildiği, yalnızca adil bir toplum değil, aynı zamanda sağlıklı ve  sürdürülebilir bir gelecek demektir. Kadın hakları ve cinsiyet eşitliği mücadelesi, her bireyin sorumluluğu olmalıdır. Bu konuda atılacak her bir adım, yalnızca kadınların değil, tüm insanlığın yararına olacaktır.

RABİA BULUT

Editör: BETÜL KESİK