Osmaneli Belediyesi Eski Belediye Başkanı Münür Şahin,  iftira, yalan ve dedikodulara karşı sosyal medya hesabından açıklama yaparak “Bir hedefe varmak için verdikleri zararları hiç düşünmeden; yalan, iftira, dedikodu ile algı yaratanları Allah ıslah etsin ve bedelini onlara bu dünyada ödetsin diye dua ediyorum.” dedi.

2 dönem boyunca Osmaneli’de çok önemli projelere imza atan ve 31 Mart yerel seçimlerinde Belediye Başkanlığını kaybeden Münür Şahin, iftira ve algı yapanlara yönelik sert bir açıklamada bulundu.

“Şerefli ve onurlu insanlar için adının karalanması kabul edilmeyecek durumdur.” vurgusu yapan Başkan Şahin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İftira atmak, birinin herhangi bir kusuru veya günahı olmadığı halde onu bu kusur veya günahla suçlamaktır. Gerçek olmayan ama karşı tarafı kısa sürede de olsa kötü duruma düşürecek yalanlar, kişiyi itibarsızlaştıracak, iftira olduğunu ispatlayıncaya kadar büyük zararlar doğuracaktır.

Günümüzde çok sık başvurulan ve hedefe varmak için yol olarak seçilen bu çirkin anlayış, büyük bir ayıp ve günahtır.

Yalan, iftira ve dedikodular çıkararak algı yaratmak cinayetlerden bile daha kötüdür. Çünkü cinayet fiili bir insanın canını alırken, iftira insanın onurunu ve haysiyetini yok eder ve masum bir insanı günahkâr gibi göstererek adını kötüye çıkarır.

Oysa şerefli ve onurlu insanlar için adının karalanması kabul edilmeyecek durumdur. İftira veya töhmet, insanın başkası hakkında onun razı olmadığı bir şeyle ilgili yalan söylemesinden ibarettir. Bir başka ifade ile iftira, bir başkasını işlemediği çirkin bir amel veya günahla suçlamak veya onda olmayan bir kusuru ona yüklemektir.

Burada bu yalanın söz konusu kişinin önünde veya arkasında söylenmiş olması hiç bir şeyi değiştirmez. İftira ve bühtan büyük günahlardan biridir ve Kur'an'ı Kerim’de şiddetle men edilmiş ve bu günah için ağır azap zikredilmiştir. Töhmetin iki şekli vardır. İftira durumunda iftirayı atan kişi bilinçli bir şekilde bir başkasını onda olmayan bir kusurla suçlar veya işlemediği bir günahı işlediğini beyan eder.

Hatta bazen kendisi çirkin bir amelde bulunduğu halde kendini bu durumdan veya cezasından kurtarmak için o günahı veya çirkin ameli başkasına yükler ki buna iftira denir. Bühtan durumunda bu fiili işleyen kimse bilmediği halde, sırf zan ve tahmin üzerine bir şeyi bir başkasına yükler ki buna da bühtan denir. Bühtanın kökü insanın başkalarına yönelik sui zannı veya kötümser bakışına uzanır, başkalarının her ameli fesat ve kötülüğe yorumlanmasına yol açar.

Töhmetlerin büyük bölümü bilgisizlik ve sui zandan kaynaklanır ve bu yüzden Yüce Allah Kur'an'ı Kerim’de mümin kullarını zannetmekten sakındırır ve bazı zan durumlarının günah olduğunu buyurur. Mümin insan hiç bir zaman mümin kardeşine sui zan ve kötümserlikle yaklaşmamalı, bu tür durumlardan uzak durmalı ve sui zannını hüsnü zanna çevirmeye çalışmalıdır.

Bir hedefe varmak için verdikleri zararları hiç düşünmeden; yalan, iftira, dedikodu ile ALGI yaratanları Allah ıslah etsin ve bedelini onlara bu dünyada ödetsin diye dua ediyorum.”

Kaynak: KORKMAZ KESİK