Sami Abi Ne Yapıyon…
(Sal Taşı’nın oralar)
“Sami abi ne yapıyon be yav” sorusunu ve cevabın “aynı be yav” olduğunu bilmeyen yoktur.
“Sami abi ne yapıyon be yav” “Aynı be yav”
Sami abi kim mi? Ayıp valla bilmiyonuz mu? Sami abi, bizim Sami abi.
Sami abiyi bilen bilir. Çocuklukla, gençlik arası yıllarımda en çok onun sesi çıkardı. Camide, kahvede, yolda nerede olursa onun sesi çıkardı. Emniyetin oradan “hött” dese Tepebaşından duyulurdu sesi. Yanlış anlamayın, kötü anlamda değil, haksızlıklara, yanlışlıklara karşı duruşuydu aslında çıkan ses.
Eski Bilecik aslında Muhacır mahallesi ve diğerleri diye anımsanabilir. Sami obi hem Muhacır mahallesinin hem diğerlerinin delikanlısıydı.
Bileciklidir ve hatırladığı, yaşadığı Bilecik dışında babadan, dededen duyduğu Bilecik’ ide anlatırdı sohbetlerde ve hala anlatır.
Yani soru Bilecik ve sorunlarını birazda Sami abi üzerinden “abi ne yapıyon be yav” diyerek susan kentliye, çıkarı için, içinden konuşup yüze söyleyemeyen sözüm ona siyasetçiye, Demokrat, Muhafazakâr, Milliyetçi, sağcı, solcu vatandaş Ayşe’ye, Ahmet’e yani hepimize sormak…
Söz konusu şehrimiz olunca yapılanları elbette görüyoruz. Ama sorunları da hepimiz görüyor ve çokluğuna ve yapılamayanlara, yapılmayanlara şaşıyoruz. Belki de birazda bana neci davranıyoruz.
Valla 32 kısım tekmili birden alâmetifarika, pehlivan peşrevi gibi “ne yapıyon be yav” yazı dizisi de olursa idare ediverin garı…
Dedik ya yanlış gördümü Sami abi seslenmeye başlardı. Ama şimdi?
Soru belli… Sami abi ne yapıyon be yav…
Sami abi saltaşı camiini gördün mü be yav.
Çarşı camiini yani, Şerifpaşa camini be yav, neler yapmışlar baktın mı?
Ne yapıyon abi be yav daha oralarda dolanmadın mı?
Birde dersin ki Muhacır mahallesinde, Cumhuriyet mahallesinde, İstiklal’de Zincirli kayanın üstlerinde büyüdüm, oralar hep benim mekânlarım diye.
Ah be Sami abi ne yaptın be yav görmedin mi?
Düzenleme yapcaz, meydan yapcaz derken Camiyi görünmez hale getirmişler.
Sami abi bak be yav, Şadırvanı ki şadırvan alanı tee Osmanlıya dayanırken yok edip biz güzel betonlamışlar be abi. Osman bey Bilecik’i bugün fethe gelse “bu betonu aşmak zordur” deyu fetihten vazgeçer valla.
Şerifpaşa camiinin tuvaletlerinin olduğu yerde ilk Kuran kursu binasını babalarımız yaparken bizde kazma, kürek, beton çalıştık dersin.
Şimdi yapılan işe bak be yav Sami abi Milletin hacet yerini caminin karşısına eylemişler.
Bi bak be yav Sami abi yoldan geçen vatandaş hacet giderenin yellenmesinden te karşıya mezarlığa burnunu tutarak kaçar be abi.
Tarihi alanlar, mekânlar düzenlemelerle ön plana alınır be abi.
Osmanlının son dönem mimari eserlerinden olan bizim Sal taşı camii görsele çıkarılacağına aşağı gömülmüş be abi.
Hani neredeyse Minareyi görmese gelecek misafir orada cami var mı bilemeyecek be abi.
Sami abi ne yapıyon be yav.
Tee yapıldığı dönemde şimdikinin neredeyse yarısı kadar olan camiden abdesthane falan derken daha kocaman kenef yapmışlar be abim bi bak Allah aşkına be yav. Bi konuş bakam camii cemaatiyle.
Bi anlattır bakam ne derler, beğenmişler mi, sevmişler mi yapılanı veya yapılacak olanı, eski siyasisin be abi bi konuşuver bi konuşturuver be abi.
Bi Müftülüğe sor bakam ne derler, karışırlar mı bu işlere veya Vakıflara
Durdurulur mu bu rezalet…
Haa, abi birde o alanda bulunan tarihi şadırvan şimdi yıkılanla aynı yer demiydi, neredeydi be abim. Herhal millet o zaman camiye namaza geldiğinde bi yerlerde abdest alıyordu. Bu eski şadırvan nerde be abim, en azından yenilencez, meydan olcaz derken milletin edeceği yerin belasına yeri beton oldu diye tarihi caminin tarihi şadırvan alanı da kuburluğa döndürülmüşse vay be abim vah tarihimize.
Sami abi ne yapıyon be yav.
Bi bak Allahın seversen bi bak be abi. Bi konuş milletle, cemaatle.
Sen eski siyasisin be abi, o mahallenin çocuğusun, Bileciklisin be abi.
Valla torunlarımıza bırakacak tarih, helâ edilirse suçlusun be Sami abi.
Sami abi ne diycez toruna torbaya be abi “sustuk mu” diycez be abi.
Suçlu muyuz, değil mi be abim.
Sami abi Ne yapıyon be yav. Bi sesin çıksın be abi.
Hoşça ve Dostça Kalınız. Saygılarımla…
Not: Şeyh Edeabalı türbesi altındaki hamamın yanında ta Osmanlı döneminden olan caminin, cami kadar eski şadırvanının Şerifpaşa Camii tadilatı yapılmadan bulunduğu yerden şimdiki Halk Bankasının biraz altlarında bir yerlere taşındığı, çeşme olarak kullanıldığı, caminin onarımı sonrası şadırvan olarak kullanılmak üzere şimdi yıkılan şadırvanın olduğu yere taşındığı ve kullanıldığı hikâyesi de vardır. Şimdi bir yerlerde midir, parçalanmış mıdır? Bu hikâyemidir, gerçeklik payı var mıdır araştırmak kimin işiyse bi zahmet…