SİYASET ÇARŞAFA DOLANDI

SİYASET ÇARŞAFA DOLANDI

BİLECİK  SEÇİMLERİNDE İBRE KİMDEN YANA? SİYASİ ANALİZ...

Türkiye, 31 Mart yerel seçimlerine gidiyor. Gidiyor gitmesine de bu yaşıma geldim, o kadar seçim gördüm, böyle karışık ve karmaşık bir seçim görmedim. Daha önceleri koalisyon hükümetleri ile yönetilen; 15 yıldır tek başına iktidar olan AK Parti yönetiminin devamında Başkanlık Sistemi ile yönetilen ülkemizde, ‘tek başına iktidar olunmazsa ekonomi ve alınan kararlarda sıkıntılar yaşanır’ düşüncesini öne sürenlerin artık seçimlere girilmeden ittifak çalışmalarına başladığını görüyoruz. İlimizde de durum pek farklı değil, Cumhur İttifakına karşılık Millet İttifakı...

Yerel seçimlerin genel seçim havasında yapılması amaçlanıyor. Kimin kiminle ittifak yaptığı, kimin neden aday olduğu, birgün orada aday olanın diğer gün başka partiye geçtiği, adayların açıklanmasının ardından ittifak yaptık diye adayların geri çekildiği, geri çekilen adayın başka partiden aday olduğu, aday gösterilmeyen  mevcut başkanın bağımsız aday çıktığı, tüm dengelerin değiştiği, listelerin seçim kuruluna verilmesinden bir saat önce yapılan ittifak anlaşmalarının ardından geri çekilen adayların Meclis listesinde  yeralması diğer yandan adaylığı çekilen adayın  İl Genel Meclis Üyesi Adayı  yapılması, Belediye meclis listelerindeki karmaşıklık, istifalar, tepkiler...  Yani anlayacağınız üzere siyaset adeta çarşafa dolanmış durumda.

Bugün yazımda Bilecik merkezini kaleme alırken, kendi izlenimlerim ile siyasi analiz yapmaya çalışacağım. Bu analizim bazılarını kızdırabilir ama ben bildiğimi, gördüğümü yazarım ve izlenimlerimi yazarken kimseyi takmam beni bilen bilir.

Bilecik'te MHP adayının AK Parti ile yapılan ittifakın ardından son anda çekilmesi, yarışın AK Parti’nin adayı Nihat Can ile CHP’nin adayı Semih Şahin arasında geçeceğini kesinleştirdi. Tabi ki diğer partiler de kendilerince iddialı ama ilimizdeki oy oranları ve siyasi partilerin durumları da ortada.

İlk olarak CHP ve adayı ile başlayalım. CHP, seçime temayül yoklaması ile başladı, 4 adayın yarıştığı temayül yoklaması partiye ayrı bir hava katarken demokrasi adına partide bir hareketlilik yaşandı ve İstanbul'da Şişli Belediye Başkan Yardımcılığı yapan, Akademisyen kişiliği ile öne çıkan Semih Şahin, sayıca fazla oy alarak CHP'nin Bilecik Belediye Başkanı Adayı oldu. Temayül sonrası, CHP’de 1999’dan sonra kazanılamayan Belediye Başkanlığı, uzun yıllarca beklenen kazanma arzusu Semih Şahin ile bitecek umudu yerleşmişti. Temayülden sonra CHP üzerindeki ölü toprağını attı ve seçimi kazanacak duygusu yarattı, fakat ne var ki CHP, temayülden sonraki süreçte gerekli atağı gösteremedi. İlk andaki güzel ve yüksek o ivme yavaş yavaş aşağı doğru inmeye başladı. CHP’deki ve adayın rahatlığı her geçen gün ivmeyi düşürdü. Backgroundu yüksek aday olarak Semih Şahin hakkında bir köşe yazısı yazmıştım fakat bazı yönleri hakkında ben de yanılmışım sanırım. Yazımdan mıdır, kamuoyundaki algı mıdır bilmem ama haddinden fazla özgüven oluşmuş kendisinde bu da ona zarar veriyor, fazla rahat davranışlarının parti içinde de sıkıntı yarattığı iddia edildi. İlk zamanlarda örgütten ayrı çalışma arzusunda olan Şahin, kendine yakın gördüğü birkaç isim ile bire bir çalışmalar yapmaya çalıştı fakat ne var ki kişiliğinden olsa gerek soğuk durması, insanlara karşı sıcaklığını, samimiyetini arttıramaması ve hissettirememesi kamuoyunda değişik yorumlara neden oldu. Rakibi Nihat Can'ın herkes ile çok sıcak, samimi diyalog kurması ona artı getirirken Semih Şahin'in bu soğukluğu ve kızmasın ama biraz da fazla olan özgüveni ters algı yarattı. Özgüveninin yüksek olduğunu daha önceki yazımda da belirtmiştim insanların özgüvenin yüksek olması gayet güzeldir, fakat aşırı özgüven zarar verir, biraz tabana inecek, ufak illerde bu çok önemlidir. İstanbul gibi yerlerde bu çok dikkat çekmez ama Bilecik gibi küçük yerlerde Başkan adaylarının insanlara dokunması ve mütevaziliğini aktarması gerekir. Seçimlere bir aydan az zaman kaldı birçok esnaf daha Semih Şahin’i hiç görmediğini, tanımadığı söylüyor bana, bir de insanlar Başkanına ulaşmak ister fakat Semih Bey daha şimdiden telefonları açmıyor, geri dönüş yapmıyor, yarın Başkanlığı kazanırsa hiç ulaşamayız algısı da yayılmaya başladı. Selim Yağcı’yı örnek alalım. Selim Yağcı, ilk seçildiğinde Hakim kimliğini atamadı, esti gürledi, insanlara yukarıdan baktı. Özgüveni ters tepti, sonuç ne oldu bir dahaki seçimleri 111 oy gibi çok az bir oyla kazandı.

Diğer yandan Yaşar Tüzün'e bakın, yıllarca neden siyasette başarılı oldu. Bir dönem Belediye Başkanı, 3 dönem Milletvekili oldu, hep insanlarla yakın ilişkisi ve dokunması; cenaze, düğün kaçırmamaya çalışması, sinerji siyasetini iyi başarması, onda siyaseti meslek haline getirdi. Bilecik, yıllarca onu en iyi yerlere taşıdı, o da ilimizi en iyi şekilde temsil etmeye çalıştı ama artık kusura bakmasın o da bu fonksiyonunu kaybetmeye başladı, insanlar onun o tatlı gülüşüne de kanmaz oldu, herkese mavi boncuk dağıtır hallerine artık kimse kanmaz oldu. Sanırım Bilecik siyasetinden umudunu kesmiş, Ankara siyaseti yapıyor. Muharrem İnce eğer Kurultayı yapabilse ve CHP'nin Genel Başkanı olsaydı, Yaşar Tüzün de Genel Başkan Yardımcısı olacaktı. Kendisini severim, sayarım ama kusura bakmasın o da bu süreci iyi koordine edemedi hatta kendisini bundan yaklaşık 1,5 ay önce uyarmıştım, ilk oluşan heyecanın ve ivmenin aşağı indiğini, hataların ardı ardına geldiğini, aday ile parti arasındaki  kopukluğu izlenimlerimin iyi olmadığını anlatmıştım. Kamuoyunda değişik bir algı yayıldığını ve “Yaşar Tüzün seçimleri kazanmak istemiyor” dedikodularının yayıldığı süreçte Belediye Meclis listelerinde yaşanan karmaşa da bunun bir göstergesi olarak nitelendirildi.

Diğer yandan hatırlarsanız 6 ay önce bir yazı kaleme almıştım. Ekonomik kriz, sanayicinin, esnafın hali, işsizlik, siyasi konjonktür ortada. AK Parti kan kaybediyor bu apaçık ortada insanlar sanki yıllarca uyutuldu, insanlara ne oldu anlamak mümkün olmadı, duyarsız, tepkisiz ama bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın olduk, menfaatler herşeyin önüne geçti. 3 dönem Belediye Başkanlığı yapan, ardından Milletvekili olan Selim Yağcı'ya ve oğlu Emin Yağcı'ya tepki ortada, buna inanın, görüştüğüm iyi AK Partililer dahi bu yazdığıma hem fikir. Selim Yağcı, artık güç zehirlenmesi yaşıyor, astığım astık kestiğim kestik  yapmasının zararını yerel seçimlerde çıkacak sonuçlarda görecektir aslında ama tabi rakipleri bu kadar basit hatalar yapınca Selim Yağcı, yine güç zehirlenmesine devam edecektir.

CHP'nin Bilecik'te seçim kazanmaması için hiç bir neden yok demiştim fakat CHP Milletvekili, İl Başkanı, İlçe Başkanı ve çıkacak adayın bu süreci iyi değerlendirmesi, hata yapmaması şartı ile CHP seçimi kazanır demiştim daha o zaman Semih Şahin'in adaylığı bile kesin değildi fakat bakıyorum, bu süreci iyi koordine edemediler. İlk başlarda İYİ Parti ittifakı ile yaşanan sıkıntılar, Tüzün'ün bundan 3 ay önce gelip ilçe ve beldelerde adayları açıklayıp basına tanıtmasının ardından çekip Ankara’ya gitmesi, ardından yapılan ittifaktaki çatlaklar ve gösterilen adayların geri çekilmesi, merkezde koordineli çalışmaması, Meclis listeleri hazırlanırken yaşanan sıkıntılar, Vekilin kaleme aldığı iddia edilen listenin ardından Semih Şahin'in ayrı bir liste yapması, daha sonra Seçim Kurulu’na verilen listelerin çok daha farklı olması, parti içinde de bir takım rahatsızlıklar yarattı. Bende tüm listeler el yazıları ile mevcut, inkar eden veya isteyen olursa açıklayayım listeleri, kim hangi listede nerede, diğer listede nerede, hatta Seçim Kurulu’na verilen son listeden çıkartılan isimler.  

Diğer yandan Millet ittifakında her zaman CHP'nin yanında olan DP ile kurulamayan diyalog, DP Yönetim Kurulu tarafından verilen Meclis üyelerinin isimlerinin beğenilmemesi, isimleri ben biliyorum gayet de sevilen sayılan kişiler. Allah aşkına kim kimi beğenmiyor, listeye yazdıklarınız çok mu üst düzey isimler de o isimleri beğenmemişler, bu ne özgüvendir beyler, siz kendinizi ne zannediyorsunuz, CHP yıllarca hep bu yüzden kaybetti. İnsanlara tepeden bakmanın cezasını sandıkta kaybederek yaşadı (Partilerin Meclis listelerine ayrı bir yazımda detaylı değineceğim ) yine Semih Şahin’in DP İl Başkanı Sezai Balta'nın telefonlarına, mesajlarına dönmemesi sonucunda kızdırılan DP yönetimi ve aday çıkarma kararı iş ciddiye bindikten sonra vazgeçirme çabaları da sonuçsuz kaldı. Aslında DP adayı sürpriz birisiydi, son anda Sezai Balta bu yapılanlara sessiz kalmadı ve kendisi aday çıktı. Ben şahidim, Sezai Balta aylarca bir uzlaşma için çaba sarfetti, defalarca beni aradı, CHP’lileri, Semih Şahin’i ve Yaşar Tüzün'ü bana şikayet etti. Tek amacı, Bilecik'te seçimin AK Parti’ye  verilmemesiydi, Tüzün de olaya geç müdahil oldu fakat o da vazgeçiremedi, zaten Tüzün varsa partide hareketlilik, etkinlik var, Tüzün yoksa ses seda yok, bir tek kişiye mi bağlı bu parti anlamadım gitti.

Sonuçta DP İl Başkanı Sezai Balta, adaylığını açıkladı ve seçimlere girme kararı verdi, kurduğu Meclis de birçoğundan iyi, şöhretler karması gibi. CHP, bunun zararını sonuçta yaşayacak çünkü  DP'liler yıllarca CHP’ye, Tüzün'e veya CHP’nin adayına oy verdi, hatırı sayılır oyları da var, kazanamasalar dahi iyi oy alacaklar. Yine bilindiği gibi Millet ittifakına destek veren Saadet Partisi de kendi adayını çıkartarak gazi Hüsnü Avcı ile seçimlere giriyor. Biliyorsunuz CHP 111 oy ile Belediye Başkanlığını kaybetti. Seçim kaybedilirse özgüveni tavan yapan,  gelişmelerden bihaberdar olanlar, örgütünü iyi yönetemeyen, gerekli muhalefeti yapamayanlar biz neden böyle bir hata yaptık diye kafalarını duvarlara vurmasınlar, seçimi altın tepsi ile AK Parti’ye hediye ediyorlar. Yine de CHP'nin kazanma şansının olduğunu düşünenlerdenim fakat halen o birlikteliği, o ivmeyi yakalayamadılar,  gücü kamuoyuna yansıtamadılar. Seçime bir aydan az zaman kaldı, anlamadan bir anda geçer, bilemem ama inşallah toparlanırlar. Benimde her zaman savunduğum bir tez vardır; seçimde bir gün, bir saat bile çok uzun ve çok kısadır.

Gelelim AK Parti’nin Adayı Nihat Can'a... Canla başla ilk günkü heyecanla çıktığı seçim çalışmalarında oldukça hızlı ve iyi gidiyor. Belediye Başkanlığı’nın da vermiş olduğu avantajı iyi değerlendiren Can, zaten mühür elinde olduğu için seçime 1-0 önde başlıyor. Erkenden yol alan, gezmedik, dolaşmadık yer bırakmayan Nihat Can’ın en büyük avantajı arkasındaki ekibi ve insanlara aktardığı pozitif enerji ve samimiyet. Herkesi tanıması, bir hikayesinin olması ve o hikayeyi insanlara anlatarak bir bağ kurması, fakat onun da bir handikabı var o da Milletvekili Selim Yağcı'ya ve oğlu Emin Yağcı'ya olan tepki ve kazanması durumunda kamuoyunda hem Selim Yağcı’nın, hem de Emin Yağcı'nın Belediye yönetimine karışacağı düşüncesi kafalarda soru işareti bırakıyor. 

Nihat Can'ın seçimi kazanması durumunda biraz sertleşeceği ve farklı bir Nihat Can olacağını da umanlardanım, yinede Selim Yağcı gölgesi olacaktır. Nihat Can, lise mezunu fakat Belediyeciliğin içinden geldi, her kademesinde çalıştı, 8 aydır da Belediye Başkanlığı yapıyor. Rakibi Semih Şahin de İnşaat Mühendisi, Akademisyen kişiliği ve öğretim görevliliğinin yanısıra İstanbul'da 9 ay Şişli Belediye Başkan Yardımcılığı yapmış, bu kendisi için oldukça önemli bir avantaj fakat bunun Nihat Can için çok fazla bir dezavantaj olacağını düşünmüyorum, parayı basınca Türkiye'nin en önemli İnşaat Mühendisini getirtebilirsiniz, önemli olan ekibi kurma işi, daha önceki Belediye Başkanlarına bakarsanız lise mezunu olup da Belediye Başkanlığı yapmış birçok ismi görürsünüz. Önemli olan, özveri ile çalışıp halkına hakkettiği hizmeti sunabilmektir. Nihat  Can'ın bir avantajı da son dakikada yapılan AK Parti MHP ittifakı oldu. MHP'nin adayı Akın Atakan ve ekibi projeleri ile profesyonel hazırlanmış ve oldukça güzel oy alacaktı, hatta iddialıydılar da fakat Selim Yağcı, allem etti kullem etti sanırım Bilecik'te seçimin riskli gördü baktı seçim gidebilir çünkü kendisi hem milletvekilliği, hem belediye başkanlığı yapma arzusu ile Nihat Can'ı aday yapmak için çırpındı ve yaptı da. Bu yüzden   Merkezde ve Söğüt’te ittifak yapmayı da başardı, Merkezde büyük avantaj sağladı, neden mi? Partiler ve oylar ortada. 2014 yerel seçimlerinde AK Parti 11 bin 894, MHP 9 bin 114, CHP 8 bin 342, Saadet Partisi 455 oy almış.

2018 yılı Milletvekili seçimlerinde; AK Parti 17 bin 552, CHP 12 bin 892, İYİ Parti 6 bin 864, MHP 4 bin 593 oy almışlar, 2018 Milletvekili seçimlerinde Yaşar Tüzün çok asılmadı, en rahat seçimini geçirdi. İYİ Parti merkezde 6 bin 864 oy aldı fakat bu oyların çoğu zaten CHP’den İYİ Parti’ye gitti. İYİ Parti’ye MHP’den giden çok fazla oy olmamış çünkü benim dahi hayatımda iki defa gördüğüm İbrahim Sertan Yalçınkaya adında bir aday arkadaşımız çıktı, gayet özverili çalıştı ve Bilecik merkezinden 4 bin 593 oy aldı, sözde MHP yönetimleri istifa etti görevden alındı kopmalar yaşandı, yani MHP genel anlamda oyunu korudu. Unutmayın, MHP en zayıf zamanında Ahmet Oturak adında bir abimiz ile seçime girmiş ve 3 bin 500 oy almıştı. MHP tabanı CHP gibidir şahsa bakmaz, tabanın belli bir oyu vardır ve giderler partilerine oylarını kullanırlar, her ne kadar bazıları İYİ Parti’ye geçseler de seçimlerde son anda AK Parti’ye yönelmeler olsa da ülkücüler her zaman partilerinde kalıp ideolojilerine sahip çıkmaya çalışmışlardır.

2014 yerel seçimlerinde MHP; 9 bin 114 oy alarak 2. parti oldu, o zaman adayı Hüseyin Şensoy faktörü ve şahsi oyları da vardı. Her ne kadar  Şensoy'un 4 bin 500 şahsi oyu desek de yine de MHP’nin 4 bin 500 oyu vardır. MHP’nin geri çekilen adayı Akın Atakan dahi en kötü 5-6 bin oy alacaktı MHP'den, fakat son dakika ittifakı ile dengeler değişti ve bu oyların %80’i AK Parti’ye gidecek, %20’lik bölümü diğer partilere ve İYİ Parti CHP ittifakına gidebilir ama nereden bakarsanız bakın 4 bin, 4 bin 500 oy MHP’den AK Parti’ye kayar. Yeni kurulan İYİ Parti, son genel seçimlerde 6 bin 864 oy almış, bu oya aldanmayın. Meral Akşener için insanlarda bir umut rüzgarı vardı, Cumhurbaşkanı olacağı umudu ile insanlar Meral Akşener’e ve partisine oy verdi, benim bile tanıdığım birçok CHP’ye oy verenler Meral Akşener hatırına İYİ Parti’ye oy verdiler fakat seçim sonrası o rüzgar da dağıldı. İYİ Parti Bilecik’te  MHP’den daha çok CHP’nin ve DP’lilerin oylarını aldı, bu oy şişme oydur, ittifakta CHP, İYİ Parti’ye çok umut bağlamasın zaten tabanda çözülmeler çok fazla. İyi Parti İl Başkanı Ahmet Gürses kontenjandan Meclis Üyesi Adayı olarak kendisine Başkan Yardımcılığı kopartma derdine düştü, sonuçta DP’de kendi adayını çıkarttı. Yerel seçimlerde güç, sinerji, birliktelik ve aday çok önemlidir. 2009 yılında Av. Faik Akarkarasu, 8 bin 756 oy alıp 111 oyla seçimi kaybetmesinin ardından, CHP bir sonraki 2014 seçimlerinde ilimizin sevilen sayılan Doktorlarından Sungur Turan ile 8 bin 342 oy almasına rağmen 3. parti olmuştu. Tabi burada seçmenlerin sayısının artışının da gözönünde tutulması gerekiyor. 2014 yerel ve 2018 genel seçimlerindeki oy sayılarını yukarıda ben yazdım rakamlarını artık sizler istediğiniz gibi toplayıp analizini yapın ne demek istediğimi anlarsınız.

Diğer yandan her seçimde Cumhur İttifakına destek veren BBP’de 1999 seçimlerinden sonra ilk defa kendi Belediye Başkan adaylarını çıkararak seçime girmesi de sürpriz ile karşılandı. Genç ve dinamik başkan adayı Engin Muslu ve genç  Belediye Meclis üyeleri ile seçime girecek olan BBP’de alacakları oy ile AK Parti’ye zarar verecektir.

 Herşeye rağmen, adayın ve CHP'nin hatalarına rağmen İYİ Parti ittifakı ile CHP Bilecik merkezinde en iddialı parti konumundaydı ve ibreler CHP’yi gösteriyordu fakat CHP’deki ibre bir anda MHP ittifakı ile şuanda AK Parti’ye döndü. Bir de CHP’deki rahatlık ve adayının rehaveti eklenince kazanılacak seçim altın tepsi ile kendi elleri ile sunulma durumuna düştü. CHP halen seçim havasını ve gücünü ortaya ve kamuoyuna aktarabilmiş değil, hep söylemişimdir, insanlarda güçlünün yanında olma psikolojisi vardır, gücünü hissettiren her zaman avantajlı olmuştur. Bu arada şuna da değinmeden geçemeyeceğim, Bilecik'te birçok çocukluk ve gençlik arkadaşı olduğunu söyleyenler Semih için gece gündüz demeden çalışırız diyenleri de halen Semih Şahin'in yanında göremiyorum. Semih mi istemiyor acaba? Buda bana tuhaf geliyor, kimler ne demek istediğimi iyi anladı.

 Zaman çok geç değil benimde her zaman savunduğum rahmetli Demirel'in çok önemli bir lafı vardır, “24 saat siyasette çok uzun bir süredir”, 24 saat aynı zamanda çok kısa bir zamandır da demiştik ya heran herşey olabilir, sonuçta seçimlere daha 25 gün var, umarım bu naçizane sert uyarılarımı bazıları dikkate alır.

Şimdi bunları yazıyorum diye CHP’liler bana kızacaklar, farklı nedenlerden dolayı yazdığımı düşünecekler ama istediklerini düşünsünler, CHP Milletvekili’nin, İl Başkanı’nın, İlçe Başkanı’nın yapamadığı muhalefeti tek başıma yaparken 15 yıldır AK Parti’yi, Selim Yağcı'yı ağır bir şekilde eleştirirken aslan Cafer, kaplan Cafer oluyorduk da şimdi doğruları yazıp CHP’yi eleştirince yaramaz Cafer,  ...... Cafer oluyoruz. İsteyen istediğini düşünsün, hiç kimse umurumda değil ben doğru okur, doğru bildiğimi yazarım.

Kalın sağlıcakla!!!!

NOT : Önümüzdeki günlerde partilerin çok konuşulan Belediye Meclis listelerini kaleme alacağım.