Sümerlerden bu yerlere

Mitoloji, Astroteoloji onlar kadar olmasa bile etimoloji hayli ilginç bulduğum insanın ufkunu açan şeyler, bir bakıyorsun hiç akla gelmez günlük detaylarda var olduğunu fark ediyorsun. Haftanın yedi(7) gün olmasından tutun günlerin isminin bizlere gösterdiklerine kadar

Carl Gustav Jung Mitoloji ve dinleri kolektif bilinçdışı ’nın kurumlaşmış

Hali olarak görür. İnsanı , insana ait korku , umut gibi duygularımızı tüm çıplaklığıyla buluyoruz.

Geçen hafta sonundan beri Samuel Noah Kramer’in kitabı

“ Sümerlerin Kurnaz Tanrısı Enki” yi  yıllar sonra yeniden okuyorum nerden esti bu Sümer aşkı derseniz tahmini güç olmasa gerek.

Muazzez İlmiye Çığ ‘ın ölüm haberiydi sebep, tek sebep olmamakla beraber

Kıyısından köşesinden olsada  bilim ve sanat dünyasından aynı tarihsel zaman diliminde yaşayıp tanışmak, uzun uzun sohbet etme imkanı bulmak hadi bunlar olmasa dahi dünya gözüyle görmek, dinlemek istediğim kimseler olmuştur.

Filozof Daniel Dennett bunlardan biriydi kısmet olmadı

(2024 yılında hayatını kaybetti) ya da Christopher Hitchens ile viski tadım notları beraber aptallığa lanet ederek.. Çok mu şey istiyorum acaba , Doğru yer doğru zaman diye bir şey var yanlış yer yanlış zaman olduğu gibi.

Mesela “Toprak Dede” lakaplı TEMA vakfı kurucularından Hayrettin Karaca’nın cenazesine katılmak nasipte varmış, uzatmayayım Mersin’de  Muazzez İlmiye Çığ  konferans verdiği vakit dinleme

Olanağı bulmuştum, Muazzez hanımın imzası ,yazdığı

 “İnanna’nın Aşkı” kitabında durur hala.

Ama ömür işte bir varsın bir yok.  Asır devirsen de zamana söz geçmiyor, bir başka asırlık çınar Yazar Vedat Türkali dünyadan göçeli  neredeyse on seneye yaklaşmış

Ölümün yankısı sürdükçe övmelerde , ismini gömmelerde bitmez

Nasıl , nereden baktığınız nasıl gördüğünüzü de etkiliyor

Romanya’nın en güzel şehirlerinden birisidir Brasov , gitmelere doyamadığım . Bu şehirde gözünüze takılacak ilk siluetlerdendir

Vlad Tepes nam-ı  diğer Drakula başka söyleyişle Kazıklı Voyvoda.

Anahtarlıklarda , bardak altlıklarında , sevimli pelüş oyuncaklarda

Görebilirsiniz kendisini. İnsanları kazığa oturtmakla meşhur birisi.

Bilmem bu örnekle derdimi anlatabiliyor muyum  dolayısıyla birini değerlendireceksek şayet sürü psikolojisine kapılıp övmelere , sövmelere girişmeden evvel soğukkanlılıkla değerlendirmeliyiz

 ölü kişinin yanıt verme şansı yok, söylediklerimizi duyma şansı da

Canlıların derdi , neyi dert edindikleri önemli olan

Benim için en dikkat çekici nokta hatta kilit nokta  yönetim kurulu başkanı olduğu HZİ Vakfı   (Hamide Zekeriya İtil) ve tartışmalı faaliyetleri oldu . Vakfa  ilişkin Kardeşi Turan İtil, Ayhan Songar isimleri, kobay olarak kullanıldığı iddia edilen mahkûmlar

Yanıtsız dilekçeler , darbe sonrası ortam

Ne yalan söyleyeyim şu ünlü MK-Ultra projesini çağrıştırdı belki de Türkiye ayağıydı kim bilir spekülasyonda bulunmak istemem lakin

Serbest çağrışım  , darbe sonrası Vakfın kendine açtığı alan

Sonuçta darbe ortamı Hukuk ne kadar bağımsız olabilir, bireyleri bireylerden , bireyi devletten ne ölçüde koruyabilir?

Dön dolaş yine Ekonomi, Hukuk , Özgürlükler üçgenine ulaş

Sümerlerden konuşacağız ama bu yerler müsaade etmiyor ki

Haydar Baş Asgari ücret 5 bin ₺ olacak seçim vaadi yaptığı vakit hatırlıyorum da alay edenler vardı, bugün hangi rakamlardan konuşuluyor

Tedavüldeki en büyük banknot 200 ₺ ilk çıktığında (2009) dolar bazında ederi 130 $ dan fazlaydı ya şimdi?5 $ dan fazla !

Nereye gitti o fark?

Düşün düşün çoktur işin bulsan bile söyler misin?

Ben söylesem dinler misin?

Ya Avrupa’ya seçmece gönderilen ürünlerin sürekli geri gönderilmesine dair haberler ? Bize sunulanlar ne halde sorusunu akıllara getiriyor . İç pazara sunulanların dış pazara oranla daha iyi daha sağlıklı olma şansı  Beygir Gülbatur’un NASCAR yarışlarında derece yapmasına eşdeğer kanımca. Tabi yanılıyor olabilirim Gülbaturu hafife almakla, işin gırgır tarafını kenara koyarsak durum ciddi

Gıdada ki bozulmanın , denetimsizliğin ileride toplumsal sağlığa faturası ne olacak, bireyler üzerinde yaratacağı tahribatı düşünmek bile istemiyorum

Friedrich Engels’e atfedilen sözdür “ İhtiyaç,icadın anasıdır”

Hayatımıza  dahil olan , icat olunan askıda ekmek

 (en yararlı ve bir o kadar acı bulduklarımdan ) Boş tost, yarım çay

Taneyle baklava bir tarafta diğer tarafta turistik bölgelerde döviz bazında bile inanılmaz uçuk fiyatlarla satışa sunulan çorba , dağ tostu

(Tabiki hepsi özel malzemelerle ) Ve nicesi ..

Anlaşılan kış mevsiminde tatile niyetlilerin  kayak keyfi katlanacak olurda  tatile gitmek gibi kabahat işlerseniz

Görüyorsunuz işte bu yerlerden Sümerlere fırsat kalmıyor