Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik, iklim krizine karşı farkındalığı arttırmanın günümüzün en kritik gerekliliği olduğunu belirterek, “Bunun için akademik, kurumsal ve sosyal bağlamda bilgiyi arttırırken, politika, strateji ve eylemlere yol gösterecek muhtelif disiplinlerden farklı yaklaşımları bir araya getiren nitelikli çalışmalara ihtiyaç olduğu gerçeği göz ardı edilemez” dedi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından yürütülen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yararlanıcı kurum olarak yer aldığı, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen “Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi” toplantısının açılışı Eskişehir’de yapıldı. İki gün sürecek toplantı, Kütahya, Afyonkarahisar, Bilecik, Sakarya, Bolu ve Düzce'den gelen ilgili kurum/kuruluş temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşti.

"Nitelikli çalışmalara ihtiyaç var"
Açılış töreninde konuşma yapan İl Müdürü Hikmet Çelik, iklim değişikliğinin, günümüzde küresel ölçekte kriz mertebesine ulaşmış bir sorun ve sınır tanımayan etkilere sahip olduğunun herkesçe bilindiğini söyledi. Çelik, “Çok geniş bir yelpazeyi etkileyen iklim değişikliği gerçeğinin, salt bilimsel bir konu olmaktan çıkıp ekonomi, politika, enerji, turizm, ormancılık, tarım, gıda güvenliği, şehirleşme, sağlık, teknoloji, ekoloji ve daha birçok alandaki bariz etkisiyle herkesin ortak ve ciddi bir önceliği halini almıştır. Küresel ortalama sıcaklıkların, geride bıraktığımız her yıl rekor tazelemesiyle birlikte aşırı hava olaylarında ve afetlerde, sayı, sıklık ve şiddet bakımından artışlar yaşanması ve halk sağlığı sorunlarının yaygınlaşması; iklim değişikliğinin şehirlerde meydana getirdiği en belirgin sonuçlardır. İklim değişikliğiyle mücadelede iklim değişikliğine uyum eylemlerinin, şehirlerin direnç kazanmasına önemli katkı vereceği ve iklim değişikliğiyle mücadelede çözümün anahtarı olduğu açıktır. İklim kaynaklı krizlere karşı hazırlıklı olabilmek, sebeplerini ve olası sonuçlarını anlayabilmek, riskleri azaltırken yeni iklim şartlarına sosyal, ekonomik ve ekolojik açıdan adapte olabilmek ve iklim krizine karşı farkındalığı arttırmak günümüzün en kritik gerekliliğidir. Bunun için akademik, kurumsal ve sosyal bağlamda bilgiyi arttırırken, politika, strateji ve eylemlere yol gösterecek muhtelif disiplinlerden farklı yaklaşımları bir araya getiren nitelikli çalışmalara ihtiyaç olduğu gerçeği göz ardı edilemez” dedi.

Eskişehir, havası en temiz 5 il arasında
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü olarak Eskişehir’de Bakanlığın sürdürülebilirlik stratejileri doğrultusunda etkin politikalar izlendiğini anlatan Çelik, şunları söyledi;
“İlimizde binden fazla sanayi tesisi kurulu olup bunlardan çevre iznine tabi olanların tamamı belgelendirilmiş; böylece sanayi kaynaklı emisyonlar, atık Sular ve atıklar kontrol altına alınmıştır. Bunun sonucu olarak da ilimiz bu denli büyük ve farklı sektörlerde üretim yapan sanayi kuruluşlarını barındıran bir şehir olmasının yanı sıra havası, suyu ve toprağıyla bütüncül olarak ülkemizdeki en yaşanabilir kentlerin başında gelmektedir. İl Müdürlüğü olarak çevreyi korumak adına yaptığımız özverili çalışmalar neticesinde; dünya çapında 134 ülkenin hava kirliliği değerlerinin analiz edildiği, İsviçre merkezli hava kalitesi teknoloji şirketi IQAir tarafından yıllık olarak yayımlanan 2023 Yılı Dünya Hava Kalitesi Raporu verilerine göre Eskişehir, hava kalitesinin, ülkemizin havası en temiz 5 ili arasında yer aldığı belirtilmiştir. Uluslararası çalışmalar da gösteriyor ki çevresiyle uyum içerisinde yaşayan bir şehir olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. İlimizin hava kalitesinin en temiz iller arasında yer almasından duyduğum memnuniyeti yineliyor ve bu durumun, İl Müdürlüğümüzce gerek sanayi gerek ulaşım gerekse de evsel ısınma kaynaklı emisyonların kontrolüne yönelik gerçekleştirilen etkin denetimlerin bir sonucu olduğunu belirtmek istiyorum.”

Kaynak: İHA