Hayatlarımız boyunca oradan oraya savrulduk durduk. Bize neyin doğru, neyin yanlış olduğu öğretildi; fakat hayatlarımıza karışmalarının,ona isteklerine göre yön vermelerinin yanlış bir davranış olduğu, zamanında asıl onlara öğretilmedi. Böylece bizde bir yanlışın, bir ihmalkarlığın kurbanları olduk. Aslına bakarsanız bu oldukça karışık bir durum. Bu günün yeni nesil gençliği, geçmişteki eğitimsizliklerin acısını çekerken, belkide ileri nesillerin, kendi öz nesillerinin, katili ve suçlusu durumundadırlar.
Geçmişindeki sorunlardan ötürü, ciddi bir şekilde yaralanan toplum bünyesinin; yeni nesilleri yetiştirmek üzere kendini, adeta mucizevi bir güçle, bu kadar hızlı ve çabuk olarak, gereken nitelikler ile donatacağından da tam olarak emin değilim. Hayatından, değerlerinden, ahlak anlayışından kuşku duyan; sonu gelmeyecek bir çıkmazın kuytularında, devamlı yeni arayışlar içinde bulunan bir toplumun gençliği; kendi hayatlarını nasıl yaşayacaklarının, ütopyalarına nasıl ulaşacaklarının, kendilerinide boğan hayallerinde sürüklenirken; kendi çocuklarının: gelecek neslin; gereklilikleri ve asıl ihtiyaçları hakkında geniş bir vizyona sahip olamayacaklardır.
Bu durum onları suçsuzken suçlu durumuna düşürecek, nesiller arasındaki bu kaos; oyuncuları değişen fakat kötü senaryosu yüzünden; her nesile ayrı yansıtılan çekimleri asla beğenilmeyen, başarısız bir sanat yapıtı gibi; insanlık sahnesinin zaten acılarla dolu o geniş perdesine, hüzünlü bir şekilde tekrar tekrar yansıyacaktır.
İnsanlık süregelen sorunları ve çekişmeleri ile kaynarken, ağlamaya alışık küçük bir çocuk edasıyla bu durumu sindirecek ve film tekrardan oynamaya devam edecektir. Yeni neslin genç seyircileri, ön sıralarda, perdeye daha yakın oldukları için, filmden daha çok sıkılacak, rahatsızlıklarını daha sık dile getirecek; orta sıralardaki eski nesil, zamanın verdiği tecrübeyle filmi donuk gözlerle, aynı durumun farklı versyonlarını yaşamanın sükunetiyle izleyecek; arka sıralardaki en yaşlı, salonu her an terketmek üzere olan en yaşlı nesil de filmi; tüm zamanların verdiği o yüce kudretle gene sakin olarak izleyecek ve yapımdaki başarısızlığın nedenlerini araştırmanın işleri daha kötüye götüreceğinin bilinciyle davranmayı, sessiz kalmayı ve filmin tamamen bitmesini beklemeyi tercih edeceklerdir.
Tüm bunlara rağmen, film kutusu işlemeye; sıkıcı , başarısız yapım, bu faklı ve devamlı değişen izleyici kitlesinin önünde sergilenmeye devam edecektir.....Hatalarimiz...ve hayatlarimiz...