Eskişehir’de Zerin Kılınç’ın 2’nci kattaki evinin camından düşerek ölmesiyle ilgili sevgilisi Yılmaz S.’nin tutuklanması ve ardından serbest bırakılmasıyla ilgili karar istinaf mahkemesine taşındı.
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Emek Mahallesi Ertaş Caddesi üzerinde meydana gelen olayda, 36 yaşındaki Zerin Kılınç, 2’nci kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. İlk önce intihar olarak değerlendirilen olaydan 7 ay sonra Zerin Kılınç’ın sevgilisi Yılmaz S. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Devam eden yargılama sürecinin karar duruşması 17 Temmuz’da görüldü. Eskişehir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında mahkeme heyeti sanık hakkında, "Atılı suçu işlediği her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delillerle sabit görülmediğinden ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gözetilerek" beraat kararı verdi. Cumhuriyet Savcılığı ve Zerin Kılınç’ın ailesinin avukatı Ahmet Seyhan tarafından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılan itirazlar sonucunda Yılmaz S. hakkında verilen beraat kararı, istinaf mahkemesine taşındı.
“Eksik inceleme neticesinde beraat kararı verilmesi, usul ve esas yönünden kanuna aykırıdır”
Cumhuriyet Savcısı tarafından Ankara Bölge Adliye Mahkemesine yapılan beraat kararına istinaf talebinde, “Dosya kapsamında alınan mağdur, müşteki ve tanık ifadeleri, sanığın birbiriyle çelişen savunmaları, olaya ilişkin kamera görüntüleri, olay yerinde bulunan kırık süpürge sapı, cam parçaları ve etrafta tespit edilen yoğun kan lekeleri, otopsi raporu ve Adli Tıp raporları, telefon incelemelerine ilişkin rapor, keşif ve bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanık Yılmaz S. ile maktul Zerin Kılınç'ın sevgili oldukları, maktul ile sanığın aralarında kıskançlık sebebiyle sürekli tartışmaların yaşandığı tespit edildi. Sanık Yılmaz S.’nin Zerin Kılınç ile çalıştığı işyerinin müdürü arasında ilişkisi olduğunu düşünerek maktule tehdit içerikli mesajlar gönderdiği, olay tarihinde maktulün ikametinde taraflar arasında tartışmanın çıktığı, sanığın maktulü darp ettiği, süpürge sapıyla maktule vurduğu, süpürge sapının kırıldığı, kül tablası fırlattığı, olay esnasında pencereye yakın olan maktulü iterek yere düşüp ölümüne sebep olduğu, sanığın ‘Nitelikli Kasten Adam Öldürme’ suçundan cezalandırılması gerekirken, Mahkemece eksik inceleme neticesinde beraat kararı verilmesinin, usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunduğundan kararın istinâfen kaldırılması arz olunur” ifadeleri yer aldı.
“Ölümünden hemen önce Fransa’da yaşayan babasına sipariş verdi”
Maktul Zerin Kılınç’ın intihar etmiş olamayacağını belirten Avukat Ahmet Seyhan, kararın istinaf edilmesine yönelik Ankara Bölge Adliye Mahkesi’ne verdiği dilekçede, “12 yaşında kızı olan maktulün, ölümünden hemen önce Fransa'da yaşayan babasına sipariş verdiği ve babası tarafından ölmeden 2 gün sonra siparişlerinin geleceği, burun estetik ameliyatı olacak olan ve tatile gitmek için iş yerinden izin alan maktulün intihar etmesi için hiçbir sebep ve bu doğrultuda hiçbir beyan ve delil yokken mahkeme tarafından salt yorumla maktulün intihar ettiği belirtilmiş ve bu duruma sebep de son dönemde kilo vermesi, moralinin bozuk olması gibi gerekçe ile açıklanmıştır. Yine mahkeme tarafından bir diğer yorum ise maktulün kanında bulunan uyuşturucu maddenin intihara sebep olabileceğidir. Ancak mahkeme tarafından bu hususta da rapor aldırılmamış, sanığın da uyuşturucu madde etkisi altında olabileceği ve maktulü öldürmüş olabileceği hesaba katılmamıştır. Yalnızca gerekçeye bakıldığında dahi müvekkillerin adil yargılanma haklarının ihlal edildiği çok açık ve nettir” ifadelerine yer verdi.
“Usul ve yasaya aykırı verilen kararın tamamını istinaf ediyoruz”
Ankara Bölge Adliye Mahkesi’ne verilen istinaf dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirten Ahmet Seyhan, şu ifadeleri kullandı:
“Maktulün bilimsel mütalaada tarif edilen şekilde itilme suretiyle yüzü eve bakar şekilde düştüğü, aksi yönde bir düşüşün fizik kurallarına aykırı olacağı, sanığın olay anına ilişkin beyanlarının aksi somut delille ispat edilmiş olması, sanığın psikolojik ve sosyo-kültürel yapısı, maktule yönelik normal olmayan ve ciddi ölüm tehditleri, maktulün 12 yaşındaki kızının olay gününe özel şehirden gönderilmesinin planlanması, olay mahallindeki kargaşa, kan izleri, sanığın bu duruma yönelik anlamsız savunmaları, maktulün kafatasındaki farkı yönlerdeki kırıklar ve kollarındaki sıkma izleri gibi yoruma dayalı olmayan ve somut şekilde dosyada mevcut deliller ışığında sanığa üst hadden ceza verilmesi gerekirken dosya kapsamında usul ve yasaya aykırı verilen kararın tamamını istinaf ediyoruz.” İHA