Korkmaz Kesik
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bağlı Birleşik Metal İş Sendikası Bilecik Şubesi, iş toplu sözleşme teklifinde vergi adaletsizliğine karşı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Defterdarlık binası önünde gerçekleştirilen açıklamayı Birleşik Metal İş Örgütlenme Sekreteri Saim Taşgın yaptı.
Taşgın sendika adına yaptığı açıklamada, ücretlerden kesilen vergileri kümülatife göre değil, aylık gelire göre ve yüzde 15 oranını aşmayacak şekilde düzenlenmesini istedi. Taşgın çözüm önerisi olarak ise, “Ücret adaletine yaklaşılması için düşük ücretli işçilere ücret zammından önce iblağ ve iyileştirme yapılarak, ücret uçurumunun bir nebze kapatılması. Ardından hiçbir metal işçisine yüzde beş artı yüzde beş kuruş zam yapılması.” ifadelerini kullandı. Gerçekleştirilen basın açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:
“SERMAYENİN VERDİĞİ ZAM DEVLETE VERGİ OLUYOR VE GELİRİMİZ AZALIYOR İSE VERGİDE ADALET İSTİYORUZ”
“Kardeşler,
Bir yanda sefalet ve onurun, diğer yanda zenginlik, yolsuzluk ve ahlaksızlığın biriktiği bir sistemin tahakkümü altında yaşıyoruz.
Sermayenin sömürü sistemi ve onun siyasal rejimi hep kendine yontuyor!
Bizler; yaşayabilmek için emek gücümüzü satmak zorunda bırakılanlar; en ağır ve sağlıksız koşullarda ve büyük çoğunluğumuz açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmişken, her türlü ulus ve inançtan sermaye karşılığını ödemedikleri emeklerimizi har vurup harman savuruyorlar.
Namazda bizimle aynı safta duranlar, iş ekmeği bölüşmeye geldiğinde bize kırıntıyı layık görüyorlar ve bundan zerre kadar rahatsızlık duymuyorlar.
Kira, doğalgaz, elektrik, su, gıda!
Gelirimizin neredeyse tamamını harcadığımız bu kalemlerde yaşanan fiyat artışlarını hepimiz biliyoruz.
Buna rağmen devletin TÜİK adındaki kurumu, dalga geçer gibi, bunun binde biri enflasyon rakamları açıklıyor.
Kardeşler,
Bu sermaye sömürü sisteminin en temel hedefi, toplumun içinde kocaman bir yer kapsayan ve topluma tümüyle karşıt devlet harcamalarını büyük çoğunluğunu biz mülksüz emekçilerin oluşturduğu halkın sırtına yıkmaktadır.
Çünkü sermayedarlar kendi karlarının toplum yararına bölüşülmesine rıza göstermezler.
Siyasal partileri, parlamentoları aracılığıyla çıkarttıkları yasa ve yönetmeliklerle, kendi paylarına düşeni toplumun tartışmasına, öğrenmeye çalışmasına ve en nihayetinde bundan pay talep edilmesine tahammül etmezler, edemezler.
500 yıl ömrü olan bir ağaçla, 20 yıl ömrü olan bir termik santralin karşılığını tartışacak kadar gözlerini para bürümüştür. Aklı sağlıklarını yitirmişlerdir. O nedenle sermaye egemenliğindeki sistemde vergilerin neredeyse tamamı tüketim vergileridir.
Kardeşler,
Her gün tükettiğimiz onlarca malın fiyatı içindeki vergiler olmasa çok daha insanca yaşayabilirdik.
Oysa sermaye vergilendirilmediği için dünyanın en pahalı ekmeğini, benzinini biz tüketiyoruz.
Sermaye vergilendirilmediği için vergilerin yüzde 95’ini biz ödüyoruz.
Kardeşler,
Gelirlerimiz farklı olduğu için, eşit oranlı tüketim vergileri gelir dağılımının daha da bozulmasına neden oluyor.
Bu nedenle yoksulluğumuzun nedeni sadece sermaye değil, ona hizmet etmeye kendini adamış siyasal iktidarlar!
Az kazanandan az, çok kazanandan vergi alınması, Anayasa’nın da hükmü olmasına rağmen, sermayenin sömürü rejimi ve onu tahkim etmekle görevli siyasal iktidarların yönetimi altında, gelir vergisi gelire göre artan oranlı olmaktan çıkartılmış bir durumdadır.
Bu ülkede geliri artmadan vergisi artan ve dolayısıyla geliri gün geçtikçe azalan milyonlar var.
Bir tarafta bu milyonlar yer alırken diğer tarafta, her türlü teşvik, af ve benzeri destekten faydalanan, kanuna uymadığı için daha da zenginleşen bir azınlık olarak sermaye sınıfı var.
Buna ek olarak sermaye ne kadar zenginleşirse bana düşen pay o kadar büyür diyerek hurcunu (ayakkabı kutusunu) doldurmak için birbiriyle yarışan, adamım diye ortalarda dolaşan siyasal kadrolar var.
Kardeşler,
100 binin üzerinde metal işçisi insanca yaşamak ve çalışabilmek için yeni bir toplu sözleşme sürecinde uyuşmazlık aşamasına geldiler.
Metal işçilerinin gerçek temsilcisi DİSK-Birleşik Metal İş sendikasıdır.
DİSK-Birleşik Metal iş toplu sözleşme teklifinde vergi adaletsizliğine karşı bir teklif getirmişlerdir.
Teklifin özü, işçilerden yüzde 15’in üzerinde vergi kesintisi yapılmamasıdır.
Çünkü adaletsizlik vergi sistemi işçilerin sermayenin sömürüsünde ek olarak devletin de bu sömürüye ortak olması demektir.
Bu sistem işçileri her geçen gün yoksullaştırmaktadır.
Bütçe görüşmeleri süren parlamentoya ve siyasal iktidara sesleniyoruz; Ücretlerden kesilen vergileri kümülatife göre değil, aylık gelire göre ve yüzde 15 oranını aşmayacak şekilde düzenleyin.
Kardeşler,
MESS’in teklifi enflasyon oranında zamdır. Yani yüzde 3, 78!
Geçtiğimiz Mart ayında ücretlerimize yine enflasyon oranında yani yüzde 5,55 zam yapıldı.
Nasıl yoksullaştığımızı basit bir örnekle açıklayalım!
Toplu sözleşme kapsamındaki iş yerlerinde en düşük gelir, ikramiye ve yakacak dahil Ocak ayında aylık net Bin 250 liradır.
Bin 250 lira aylık geliri olan bu işçi yılda ortalama kaç lira vergi ödüyor biliyor musunuz?
Tamı tamına 3 bin 400 lira.
Metal işçisi sermayeye bedava çalıştığı yetmezmiş gibi neredeyse yılın 3 ayı devlete çalışıyor.
Sendikamızın teklifi geçerli olsaydı yani ücretlerden yüzde 15’in üzerinde kesinti yapılmasaydı söz konusu işçi 3 bin 400 lira yerine 2 bin 900 lira vergi ödeyecekti ve yıllık geliri 500 lira artmış olacaktı
Kardeşler
Daha vahim olan şudur;
Ocak ayında Bin 250 lira net geliri olan işçinin Mart ayında aldığı toplu sözleşme zammı ile ücretin Bin 315 liraya yükseliyor.
Vergi dilimi yükselene kadar sorun yok. Ağustos ayında bu işçi yüzde 20’lik vergi dilimine giriyor ve ücreti Bin 247 liraya düşüyor. Yani işçinin ücreti yılbaşındaki ücretinin bile altına gerilemiş oluyor.
Grup toplu iş sözleşmesinde diğer zam Eylül ayında yapılıyor. Eğer MESS’in teklifi gerçekleşirse yani yüzde 3, 78 oranında zam yapılırsa, Ağustos’ta Bin 247 liraya düşen işçi ücreti bin 282 liraya yükseliyor.
Bin 282 lira da Mart zammında ücretin geldiği Bin 315 liranın altında kalıyor. Yani, metal işçileri sermayeden zam alamadıkları gibi, devlete artan oranlarda vergi ödemeye devam ediyorlar.
Bunu sadece metal işçileri değil tüm işçiler ödüyor.
Kardeşler
Bu adaletsizliğin giderilmesi için metal işçilerinin gerçek temsilcisi DİSK Birleşik Metal İş ücretlerden yapılan vergi kesintisinin yüzde 15 ile sınırlayıp, bunun üzerinde kalan kısmın işverenler tarafından üstlenilmesi öneriyor.
Sermayedar sınıfın örgütü MESS ise Birleşik Metal İş’in talebinin yüksek olduğundan yakınıyor.
Yüksek olan tek bir şey var; Sermaye ve devletin elbirliği ile gerçekleştirdikleri sömürü ve metal işçilerinin yoksullaşması!
Bu nedenle; sermayenin toplu sözleşme zammı, devlete vergi oluyorsa metal işçileri az bile talep ediyorlar!
Taleplerimiz çok net!
Ücret adaletine yaklaşılması için düşük ücretli işçilere ücret zammından önce iblağ ve iyileştirme yapılarak, ücret uçurumunun bir nebze kapatılması. Ardından hiçbir metal işçisine yüzde beş artı yüzde beş kuruş zam yapılması.
Kardeşler
Sermaye örgütü MESS vermiş olduğu tekliflerle metal işçilerinin ne kadar ağır koşullarda ve ne kadar uzun çalıştığını ve bunun sonucunda sağlığını yitirdiğini kabul etmiştir.
MESS diyor ki, istirahatlar çok fazla!
Yüzde 3 oranında işçi, yani yaklaşık 3 bin kişi her gün istirahatli !
Neden acaba?
Bu 3 bin işçi ve bunlara istirahat veren doktorların hepsi mi kötü niyetli?
Yoksa iş yerlerinde işçilerin sağlığını güvence altına alacak ortamlar mı yok?
Yoksa metal işçileri gereğinden fazla mı çalıştırılıyorlar?
Yoksa yeterli dinlenme molası kullanmıyorlar mı?
Yoksa emeklilik yaşı, metal iş kolunun gerçeğine aykırı mı?
Kardeşler
İki sınıf var!
Ama metal işçilerinin seçeneği tek;
İnsanca yaşamak ve insanca çalışmak!
Bunun için hangi bedel ödenecekse onu ödemeye hep birlikte hazırlanıyoruz.
Birleşen ve direnen işçiler yenilmezler!
Yaşasın işçilerin birliği!
Yaşasın işçilerin direnişi!
Yaşasın DİSK!
Yaşasın Birleşik Metal iş!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”