Bu hafta ki yazımızda sağlıklı ilişkilerdeki sınır konusuyla ilgili ve çiftlerin çevresindekilere sınır koyması konusunu sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum. Bireylerin sınırı öğrenmesi çocukluk yaşlarında gelişir ve ilerleyen süreçte de devam eder. Başka bir değişle çocuğun sınırları öğrenmesi aile ve sosyal çevresiyle başlıyor.
Fakat bazı yanlış ebeveyn tutumları çocuklarda sınır problemlerin başlamasına neden oluyor. Ebeveynlerin tutumlarından dolayı sınırsız her şeyi istediği zaman çocuklara erişim imkanı sağlayan ailelerin çocuklarında sınırın ne olduğunu bilmeyerek büyüyorlar. Bu çocuklar büyüdüklerinde sınır koymakla ilgili bilgisi olmadıkları için sosyal çevresinde de problemlerle karşı karşıya kalabiliyorlar.
Sağlıklı bir ilişkide en önemlisi etkenlerden biri kişiler arasındaki sınırdır. Sınırlar partnerlerin karşılıklı tutumu, istekleri, korkuları vs. Gibi konular hakkında karşılıklı partnerlere bilgi edinir. Partnerlerden bazıları kendini ifade etmekte zorluk çekebiliyor ve kendi isteklerini vs söylemekte zorluk çekebiliyor. Bu nedenlerden ötürü ilişki yıpranıp bir zaman sonra bitme noktasına gelebilme sorunuyla karşı karşıya kalabiliyor. Sınırlar özellikle bu kişilik özelliklerine sahip kişiler için ekstra kurtarıcı yöntemlerdendir.
Sınırın açık ve net olması iki tarafından anlaması iki tarafından tam olarak algılaması ve ona uygun şekilde hareket etmesi açısından önemlidir. Sınırları belirlerken çiftin birlikte olması önemlidir. Ayrıca çiftlerin ilerleyen zamanda paylaşımları artıkça sınırlarında birlikte alınan kararlarla değişime gidilebilir. Kişinin sınırları olması bencillikten çok kendine saygı ve öz değerlikleriyle ilgilidir. Partnerimiz tarafından kendi çıkarı doğrultusunda kişiyi kullanmaması açısından sınırları açık, net ve tutarlı olması önemlidir. Partnerinize ben dili kullanarak düşünüyorum veya düşünüyorum sözcüklerle partnere sınırlarınızdan bahsetmek gerekir.
Üst kısımda çiftler arasındaki sınırlar hakkında bahsettim. Sınırı bir başka açıdan baktığımızda çiftlerin çevresindeki kişilerle oluşturması gereken sınır hakkında konuşmak istiyorum. Batı kültüründe de bireysellik daha kendi içinde yaşama sorunlarıyla kendi başına halletme hakimdir. Fakat bizim toplumumuzda kolektif yaşam dediğimiz birlikte yaşam ve sorunlarını aile içinde yaşama ve dışarıya aktarmama hakimdir.
Unutulmamalıdır ki kayınvalide, kayınbaba gibi birinci derece yakınlar olmak üzere diğer yakınlarında çiftlerin her ikisi de belli sınır koymalıdırlar. Çünkü genelde yeni evlendiğinden itibaren ve devamında sınır konulmadığında sürekli habersiz ev ziyaretleri kalmalar veya çiftlerin arasındaki sorunlara müdahale etme ayrıca kendilerinde haklı taraf bulup diğer partnere taraf alma veya partnerleri bu konuda doldurma gibi durumlar meydana gelebiliyor. Günümüzde çiftlerinde yoğun iş temposu içinde olup birlikte ayıracakları zaman konusunda zaten kısıtlı olabiliyor bunun yanında birde yakın akrabaların eve gelmesiyle birlikte zaman ayırmayı bile unutabiliyor ya da zaman ayıramıyorlar. Çift terapisi için gelen danışanlarıma da en çok söylediğim ve seansa başlamadan önce çiftlerin önemsemedikleri için yapmadıklarını veya unuttuğu şeylerden biri çiftlerin birbirine zaman ayırmaması oluyor.
Çünkü en azından günde yarım saat zaman ayırmaları birlikte gün değerlendirmesi yapması paylaşımı artırıp çiftler arasındaki yakınlığın devam etmesi konusunda etkili olur. Eğer çiftler birbirine zaman ayırmamaya başlarlarsa paylaşım azlığı ve süregelen zamanda soğuklukla ilişkinin bitimine bile gelebilen sorunlar olabilir. Ayrıca çiftlerden biri veya ikisi de bağımlı kişilik özellikleri varsa yine aynı şekilde sınır problemiyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Çiftler yakınlarını kıracak veya saygısızlık olacak gibi algıladığı için sınır koyma konusunda tereddütte kalabiliyor. Ama sınır hem akrabalar arasındaki ilişki hem de partnerlerin arasındaki ilişki açısından yararlıdır. Yukarı da anlattığımız sınır koymamaktan ötürü oluşacak olaylardan bahsettik. Sınırın öneminden bu şekilde bahsetmiş olduk.
Sağlıcakla kalın …