Mevlana’nın vefatının yıl dönümü sebebiyle her yıl Aralık ayında Mevlana Haftası adıyla Konya’da Şeb-i Arus törenleri düzenlenir. Ben de bu yazımda Mevlana Celaleddin-i Rumi’den bahsetmek istedim.
Mevlana sadece ülkemizde değil dünyada da bilinen, düşünceleri kendi çağı kadar asırlar ötesini bile etkilemiş bir düşünce ve din adamıdır. Hoşgörü ve dinde kolaylığı anlatan "Ne olursan ol, gel!" sözü kainatı kucaklar. Bu büyük kanaat önderi ve düşünce adamını anmak ve fikirlerini daha iyi anlamak amacıyla Aralık ayında Mevlana Haftası kutlanmaktadır.
evlâna, İslâmiyetin özünü bilen; tefsir, hadis, kelâm gibi dinî ilimlere vâkıf; döneminin düşünce hayatına hâkim, âlim, mutasavvıf, şair bir şahsiyettir. Onu tarihin müstesna maneviyat önderlerinden biri haline getiren bir diğer yönü de mütefekkir kişiliğidir. Mevlâna tefekkürü; din, ilim, felsefe ve tasavvuf süzgecinden geçirmiş, îman ve sevgi potasında eritmiş, zaman ve mekânla aşınmayan sağlam bir düşünce sistemi haline getirmiştir. Onbinlerce beyitlik hikmet ve irfan hazinesi durumundaki eserlerinde, kelâm ve felsefenin en çok tartışılan meselelerini herkesin anlayabileceği örneklerle izah ederek, net çözümler ortaya koymuştur.
Mevlâna bin yıllık Türk kültür tarihinin en büyük simalarından biridir. O yalnız büyük bir şair, bir tarikat kurucusu, derin bir sûfi, etraflı bir âlim değil; aynı zamanda ve hepsinden önce Anadolu’da kurulmaya başlayan yeni kültür unsurları arasında büyük bir kaynaşma ve birleşme temin eden derin bir ruh ve hamle adamıdır.
Asırlardır kültür ve medeniyetimizi yoğuran değerleri ifadede Hz. Mevlâna’nın 700 küsür yıldır süregelen fikirleri ve mesajları, bugün bizim dünyaya yayılan sesimizdir. Mevlâna, millet olarak duygu ve düşüncelerimizin tercümanıdır. İslâmiyetin güler yüzünü ve vizyonunu temsil etmektedir.
Engin dehâsı, derin fikirleri, gerçekçiliği, yüksek şahsiyeti, eşsiz sevgi ve hoşgörüsüyle asırlarca insanları etkilemiş ve aydınlatmış olan Hz. Mevlâna, bugün artık, her gün biraz daha şiddete, çatışmaya ve çözümsüzlüğe doğru giden dünyamızda, bütün insanlığa düşünceleriyle ışık tutmakta ve manevî önderliğini sürdürmektedir.