Kış mevsiminin yüzünü göstermeye başladığı şu sıralarda bağışıklığı güçlendirmek, hastalıklara yenik düşmemek adına yapılabilecek birçok önlem var. Vitamin takviyeleri almak, dengeli ve düzenli beslenmek, şartlara uygun giyinmek bunlardan birkaçı. Elbette her bünyenin ihtiyacı farklı bu yüzden biraz da kendimizi tanımamız gerekir. İçinde bulunduğumuz ekonomiye baktığımızda işe yarar vitaminler de cep yakıyor. Ucuzunu arayalım diye sağlığımızdan da olmayalım. Evde kendimiz bitkilerle çok güzel vitamin takviyeleri yapabiliriz elbette önemli olan hastalanmadan önce önlem alabilmek.
Dengeli beslenmek de çok önemli tabi ama her gün internette dolaşırken çeşit çeşit haberler görüyorum. Sağlıklı sandığımız besinlerin aslında sağlıksız olabildiği, bir yere fayda sağlarken başka yere zarar verdiği gibi bir sürü haberler… Bu sistem her zaman mı böyleydi yoksa yediklerimiz içtiklerimiz zamanla mı yararsızlaştı? Eskiden bu kadar çeşitli gıda maddesi de yoktu ama bu kadar hastalık virüs de yoktu. Gıdalarımız sağlıksızlaştıkça sağlıklı yaşayabilmek için ek önlemler almaya mecbur bırakılıyoruz. Anlayacağınız biz gıdalarımıza sahip çıkamadık şimdi yarar sağlamak için başkasına çalışıyoruz.
Bu arada her gıdanın artıları ve eksileri olduğu için kendimizin yanında tükettiğimiz gıdaları da tanımak gerekiyor. Ama bunun için gerçekten sağlıklı bilgiye nereden nasıl ulaşacağız? Bunca haberleri gördükten sonra ulaştığım teori şu; bana göre her gıda doğalında faydalı ancak bunlar insanlar tarafından üretilmeye başladığı an sağlıksızlaşıyor. Neden; daha fazla kazanç elde etmek için meyve ve sebzelere yapılan zirai müdehaleler, üretim olan hayvansal gıdalardaki beslenme yanlışlıkları gibi birçok neden var. En güzeli eski çağlardaki gibi yaşamak, doğadan topla pişir ye, avlan