Türk milletinin yeniden doğuş destanı olan Kurtuluş Savaşı’nın ardından, mücadele artık savaş meydanlarından diplomasiye, yokluk içindeki bir milleti ayağa kaldırmanın, Cumhuriyeti kurmanın vakti gelmişti.
27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve yerine meclisin güvenini kazanacak yeni bir kabinenin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, yönetim biçiminin Cumhuriyet olması için İsmet İnönü ile birlikte bir yasa değişikliği tasarısı hazırlayarak 29 Ekim 1923'te Meclis'e sundu. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda yapılan değişikliklerin kabulü ile Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiş oldu.
Cumhuriyetin ilanı, Ankara'da 101 pare top atışı ile duyuruldu ve 29 Ekim gecesi ile 30 Ekim 1923 tarihinde başta Ankara olmak üzere tüm ülkede bir bayram havasında kutlandı.
Esareti kabullenmemiş, inandığı ülküler etrafında hür iradesi ile Cumhuriyeti bizlere armağan etmiş atalarımızın büyük hatırasına olan inancımız ve derin bağlılığımızla, Cumhuriyet’in 99. yıldönümünü kutlamanın büyük heyecanı ve gururu içindeyiz.
M. Kemal Atatürk, Cumhuriyeti gençlere armağan etmiş, “korumak ve yüceltmek sizin görevinizdir” demişti. Başta ülkemizin gençleri olmak üzere millet olarak Atatürk’ün bizlere bıraktığı Cumhuriyete sahip çıkmak en büyük görevimizdir. Cumhuriyet halk demek, özgürlük demektir. İnsanların hür iradesi demektir. Dayatılan değil yaşanmak istenen demektir. Güçsüze güç, güçlüye sınır demektir. Her şeyden önemlisi Cumhuriyet demek özgürce aldığımız nefes demektir.
Nice canlarla kazanılan bu büyük emanete sahip çıkarak, içerde ve dışarıda hürriyetimize, bağımsızlığımıza göz diken herkesle akıl ve vicdanımızla mücadele etmeliyiz.