Gün geçmiyor ki ABD başkanı Donald Trump yeni bir çorap örmesin dünya sandukasına. Aslında söyledikleri bunca zaman söylediklerimizden farklı değil, sadece kendine has üslubunda saklı sırrı. Boşa denmemiş her yiğidin yoğurt yiyişi farklı .
Peki neler söylemişti ,Sosyal medya platformu“ Truth Social”
Ardından masasını çevreleyen gazetecilere ve pek kıymetli konuğu Netanyahu ile basın toplantısında arz-ı endam ederken?
Söylediklerini özetlersek; Gazze ve Gazze halkının mevcut durumu , muhtemel geleceği ,Ortadoğu’da İsrail’in kapladığı alanın genişlemesi manası çıkan masa-kalem benzetmesi bu köşenin okuyucularına hiç yabancı olmasa gerek.
Gazze Şeridi’nin İsrail tarafından ABD’ye teslimi Filistinlilerin başka bölgelere yerleştirilmesi yani daha açık ifade edersek gönüllü kılıfında zorla yerinden sürülmesi uluslararası gündemi meşgul ediyor pek çok konuyu tartışmaya açıyor,denir ki birinin trajedisi ötekinin komedisi Emlak zengini başkan Trump doğası gereği basit al – sat döngüsünden ibaret olarak oldu bitti , bak bu sorunda söz verdiğim gibi kapandı gitti havasında . Haklı haksız çok umurundaydı, Ekibi desen İsrail savaş kabinesiyle yarışır
Filozof Kierkegaard’ın sözüdür “ Hayat sadece geriye doğru bakarak anlaşılabilir ama ancak ileriye dönük yaşanabilir ”
İleriyi görüp geriye doğru baktıkça daha anlam kazanıyor önceki hamleler, belirginleşiyor niyetler .
Takvimleri 7 Ekim 2023’e çekelim İsrail’in saldırı öncesi bölgede sahip olduğu gücü sonrasıyla karşılaştırıp soğukkanlılıkla değerlendirelim
Hakikaten Filistin adına kazanç İsrail adına orta-uzun vadede kayıp olarak görüp yorumlayabilmek Voltaire ‘in iyimserliğiyle meşhur karakteri Candide için bile fazla !
7 Ekim saldırısını kutlayanlar , başarı gibi pazarlayanlar piyasada azalarak bitiyor çünkü puzzle parçaları bir araya geldikçe ortaya çıkan tablo kutlanacak en ufak manzaraya yer bırakmıyor
Bilmiyorum kaçıncı defa söz ediyorum lakin Netanyahu saldırı sonrasında 9 Ekim de sarf ettiği sözler gelişigüzel laf olsun diye sarf edilmiş değildi asla
“ Kararlı olmanızı rica ediyorum çünkü Ortadoğu’yu değiştireceğiz ”
(Kaynak: Reuters, Jewish News Syndicate)
Keza 11 Eylül benzetmeleri , İsrail’de kurulabilecek en radikal koalisyon, saldırı sonrasında takip eden malum süreç ve günümüz
Adeta her şey Ortadoğu’da değişim için biçilmiş kaftan. Mevcut ateşkesin ömrünü ise pek uzun görmüyorum . Trump’ın açıklamaları bana Gazete Oksijen ‘de yer alan Norman Finkelstein röportajını anımsattı.
( Gazete Oksijen 4.10.2024 tarihli röportaj)
Bahsi geçen röportajında Finkelstein diyor ki
“ Gazze diye bir yer artık yok”
Hakikaten güncel görüntülere baktığımızda Gazze’den geriye taş, moloz yığınları, her an infilak edebilecek patlayıcılar ,enkazdan çıkartılamamış sayısı belirsiz cesetler, muhtemel salgın hastalıklar, beslenme , barınma, ısınma, güvenlik ve daha nicesi
Kısa vadede çözülemeyecek aşılması güç sorunlar yumağı kaldı geriye
Söz konusu yer değiştirmeye daha açık ifadeyle sürgüne dönersek Toprak bütünlüğü, mülkiyet hakları bir yana uygulanabilirliği diğer yana fakat muhtemel ülkeler arasında konuşulanlar;
Mısır,Ürdün , Endonezya, Fas,Somaliland ve Puntland .
Ruanda ,Kongo , Çad gibi ülkeler ile de bu konu hakkında mültecilik çerçevesinde diplomatik ilişkilerin devreye sokulduğu haberlerini okumuştum
Tuhaftır tarihin çemberi Avrupa’da yaşayan Yahudiler için benzeri sürgün planı Naziler yapmıştı.
Çözüm olarak ; Var olmalarını sorun gördükleri Avrupa’da yaşayan Yahudileri Madagaskar’a göndermekti , Madagaskar planı diye geçer
Nazi hükümetinin diplomatı
Franz Rademacher şöyle diyordu
“Arzu edilebilir çözüm: Tüm Yahudilerin Avrupa dışında olması ”
Savaş sonrası kendi gitti Suriye’ye, ömrünün son deminde
Yurduna döndü yargılanırken öldü
Neye niyet neye kısmet, Netanyahu ’nun son Beyaz Saray ziyareti sonrası İsrail’e 7 ,4 milyar dolarlık silah ve mühimmat satışına onay verildi , İran’da Mollalar gerim gerim gerilmekte Nükleer meselesi dile getirilmeye başlandı bile Trump ajandasında İran’ı yola getirmek mutlaka vardır ama nasıl ne şekilde?
Tatlı dille olmayacağı kesin veya Obama’nın “Soft Power” modelinin benimsenmeyeceği kanaatindeyim, unutmayın bölgede suikastlar zincirini başlatan en belirleyici suikast Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymaniye onun emriyle yerine getirildi.
Zorlayıcı yöntemden bol ne var imkanınız varsa ,doğru zamanı kollamaktan başka
“Trump tüm bunları yapar mı?” diye sormayın
Merakınızı “ Trump tüm bunları yapıp Nobel Barış ödülünü alır mı?”
Sorusuna saklayın. Olur da alırsa hiç şaşırmayın..